Bölüm 22

9.5K 698 37
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR...

Genç Ryan direkten indirildikten sonra çok iyi bakılmaya başlandı. İlk olarak karnı iyice doyuruldu ve bol bol su içirildi. Sonra yıkanması için bir banyo hazırlandı. Sonra da tamamen temizlenince onu kaptanın kamarasına gönderdiler.

Ryan, Kaptan O'Cannor'dan korkmuyordu. Onun acımasız ve sadist doğasının son derece farkındaydı. Ancak ya aptallığından ya da toyluğundan ondan korkmuyordu. Ryan, ölmekten ya da acı çekmekten korkmuyordu. Çok uzun zaman önce bu tarz şeylerle hayatta kalamayacağını öğrenmişti.

Annesi bir fahişeydi ve babasının kim olduğu belli değildi. Annesinin tahmini onun denizcilerden biri olduğu yönündeydi. Gerçi bu çok aptalca bir tahmindi. Çünkü Korsanlar Adası'na düşenler ya denizci ya hırsız ya da kaçaklardan oluşurdu. O her kimse annesinin anlattığına göre yakışıklı bir genç adamdı ve Ryan'da ona benziyordu.

Çok da umurundaymış gibi...

O kadınla kolay kolay yan yana gelmezlerdi. Belki bir süre Ryan'a bakmış ya da bakmaya çalışmıştı ancak ondan sonra onu bir kenara atmıştı. Ryan henüz yeni yeni emeklemeye başladığı zamanlardı herhalde. Ondan sonra da nadiren sokaklarda karşılaşırlardı. Kadın genellikle ya sarhoş olurdu ya da bir adamla ara sokakta iş pişiriyor olurdu. Ryan onun hala ölmemiş olmasına şaşırıyordu.

Anne kavramına en yakın kişi onun için Will olmuştu. O her zaman Ryan'a karşı şefkatli ve koruyucuydu. Her ne kadar Kaptan O'Cannor'un gemisine binmiş olması biraz aralarını açmış olsa da yine de Will'in onu korumaya çalıştığını biliyordu. Direkte asılıyken onun kaptanına bağırdığını duymuştu.

Eğer bir gün evlenecek olursa Will gibi güçlü bir kadınla evlenmek isterdi. Annesi gibi aptal bir fahişedense o, erkeklerin dünyasında kendine yer edinebilmiş güçlü bir kadındı.

"Hiç kadının oldu mu çocuk?"

Ryan, başını kaldırdı ve kaptanına baktı. Yüzü bu ani soruyla kıpkırmızı olmuştu. Başını yana çevirdi ama cevap vermedi. Micah, oturduğu tahtında bacak bacak üzerine attı ve hafifçe gülümsedi. "Demek hala bir çocuksun" dedi. "Kaç yaşındasın?"

"On iki yıl, Kaptan"

Ryan'ın sesi istediğinden daha sert çıkmıştı. Will'de onun çocuk olduğunu söyleyip duruyordu ancak Ryan bir çocuk değildi. Başka diyarlarda onun yaşında çocuklar görmüştü. Süslü püslü giyinip oyun oynayan çocuklardı bunlar. Ancak Ryan hiçbir zaman öyle şeylere sahip olamamıştı. Kendini bildi bileli o hayatta kalmak zorundaydı. Çalıyordu, gemilerde miçoluk yapıyordu. Hayatta kalmak için öldürüyordu.

Kaptan O'Cannor, hafifçe başını yana eğdi. Gömleğinin fırfırlı kolları paltosundan çıkmıştı. Genç adam, dudaklarını büzdü. "On iki yaşındasın demek" diye mırıldandı. "Elinin uzun olduğunu duydum"

Ryan, meydan okurcasına kaptanına baktı. Elbette ki iyi bir hırsızdı. Kendini bildi bileli çalıyordu. "Yapmam gerekenleri yapıyordum, kaptan" dedi sertçe. Ardından dilini ısırdı. Neden burada bu adamın karşısında sorgulandığını bilmiyordu ancak tekrar o direğe bağlanmak istemiyordu. Üç gün aç kalmak onun için önemli değildi. Daha uzun zamanlar açlık çektiği de olmuştu ancak güneşin alnında öylece kalmak onu zorlamıştı. Yanlış bir hareketinde tekrar o lanet direği boylayabilirdi.

KORSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin