İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN....
Desari'deki değişimi anlamak için onunla seneler geçirmeye gerek yoktu. Henüz gemisine yeni katılan tayfalar bile Kaptan Black'in sapkın esprili kişiliğinin yerine sert ve yabani bir adamın geldiğini anlayabilirdi. Ancak Will, altı aylık bir yolculukta ne gibi şeylerin onu bu hale getirdiğini merak etti.
Tanıdığı adam değildi karşısındaki. Ona şans veren ve onu kendi gemisine kaptan olsun diye yetiştiren adam değildi. Tıpkı o son akşam ki görüşmelerinde olduğu gibi umutsuzluk sarmıştı her yanını ancak bu sefer daha derin bir bataklığın içinde gibiydi.
Mırıldandığı hafif şarkıyı duyunca Will'in ensesindeki tüyler diken diken oldu. Yalnız başına masada oturmuş romunu içen bir adam için bile fazlasıyla yorgun ve mahvolmuş görünüyordu.
"Ah, Madam Romilda bugünlerde bana iyi davranıyorsunuz" diye mırıldanıyordu Desari, kendi hayal dünyasına gömülmüş bir şekilde. "Ah, Madam Romilda sizi görmek büyük bir onur" Onu Micah'a vermeye karar verdiği günde bu şarkıyı söylemişti. "Ah, Madam Romilda güzelliğinizle büyülendim. Bana merhamet edin"
"Umutsuz yolculuğundan hak ettiğin üzere umutsuz bir şekilde geri döndüğünü görüyorum, eski dostum"
Will, yanından geçip giden Micah'a baktı. Erkek rom şişesini masaya sert bir hamleyle vurdu ve kendine sandalye çekip oturdu. "Yine de hayatta olduğunu görmek güzel" dedi sakince. Sanki Desari'nin bu hale geleceğini daha önceden biliyormuş gibi konuşuyordu.
Desari gözlerini kaldırıp Micah'a baktı. Eskiden yaşam gücüyle parlayan gözlerdeki fer sönmüş yerini ruhsuz bir boşluğa bırakmıştı. Will, elinde olmadan sesli bir iç çekti. Bu adam onu yetiştiren adam değildi. Karşısındaki Kaptan Black tamamen bambaşka biriydi.
Desari, üçgen şapkasını çıkarıp bir kenara attı ve ellerini saçlarının içinden geçirdi. "Buna pek yaşamak denemez, Micah" dedi ruhsuz bir sesle. "Buna daha çok yaşarken ölmek denir"
Micah, kaşlarını çattı ve kollarını masaya dayayarak öne uzandı. "Seni uyarmıştım, Desari" dedi. "Bu yoldan kurtuluş olmazdı. Ancak sen sana en çok yardımı dokunabilecek kadını bana verip o yola gitmeyi tercih ettin. Eline iyi bir şey geçmedi. Bir hayalin peşinden gittin ve ölüyorsun"
Desari onun sözlerinin üzerine korkunç bir kahkaha attı. Sırtını sandalyesine yasladı. "Üzgünüm, dostum" dedi. "Ama ben artık ölemiyorum. Eğer ölseydim çoktan bunu yapardım inan bana. Madam Romilda'yı Will'in ellerine teslim eder ve kendi boğazımı keserdim ama artık o benim ölmeme izin vermez."
Micah, bir süre öylece durdu. Bazı şeyler kafasında yerli yerine oturuyor gibiydi. "Demek senin gemine bu yüzden dönmek istiyordu" diye fısıldadı başını çevirip kadına bakarak. Will, yutkundu ve elini Ryan'ın omzuna koydu. "Onu varisin olarak yetiştirdiğinden bahsetmemişti" dedi ardından tekrar Desari'ye baktı. "En iyi tahminimle sana kaç yıl verdi?"
"On yıl" dedi Desari romundan büyük bir yudum alarak. "Onunla karşılaşmayı beklemiyordum. Ancak oradaydı. Hemen önümdeydi ve ben kabul ettim."
İki adam da bir süre sessizce durdu. Bu durum Micah'ın planlarını engelliyordu. Dudaklarını büzdü. "Harry" dedi sakince. "Genç Ryan'ı bırakabilirsin. Gidip dinlensin. İki gün sonra şafakla yola çıktığımızda gemimde hazır olsun" dedi sakince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORSAN
FantasyBen her zaman mücadele etmeye hazırım. Çünkü benim adım Willow Helois O'Cannor. Ben bir canavarın karısı ve bir meleğin annesiyim. Daha da önemlisi ben bir kadınım!