Agusto bizi aradığında, Bill ile çoktan Lytton yolunu aşmış, eve dönüyorduk. Dün gece beraber kaldığımız ve kimseye haber vermek gibi bir endişeye düşmediğimiz için bizi merak etmiş olabileceklerini düşünerek telefonu açtım ve Bill'in rahatlıkla duyabileceği bir yere getirdim.
"Tanrı aşkına ! Neredesiniz ?" Sesi tam da tahmin ettiğim gibi endişe doluydu.
"Ah, Anthea ile birkaç saatliğine her şeyden kaçmak istedi-"
"Size ihtiyacım var... Tanrım... Lytton yolundasınız değil mi ? Evet bu s*ktiğimim cihazı öyle olduğunu gösteriyor-"
Bill kaşlarını çattı. Çoktan evin olduğu sokağa girmiştik. "Arabanın içinde bir takip cihazı mı var, Agusto ?"
Kıkırdadığımı gördüğü an sinirli bakışlarını bana çevirdi ve komik bir şekilde, bu duruma gülmemem gerektiğini söyledi. Ancak Agusto'un yakın arkadaşı olarak böyle bir şeye gülmemem için toprağın altında olmam gerekiyordu.
"Sorun ne, Agusto ?" Dedim. Ayrıca cümlem biter bitmez sokağın başında pijamalarıyla bekleyen Berry ve Sam ikilisini de görmüştüm. "Berry ve Sam neden dışardalar ?""Çilekli pijamalarıyla." Bill ekledi.
"Çok soru soruyorsunuz ! Onları da alıp acilen benim daireme gelmeniz gerekiyor."
******
Hepimiz tek sıra halinde, Agusto'un evinde bulunun üçlü koltuğa sıkışmıştık. Bill arada kalkamaya çalışıyor, bacağımı ezdiğini fark edince de oflayarak geri oturuyordu. Ayrıca az önce Berry üç saat neden çilekli pijama giydiğini açıklamaya çalışmıştı ve sinir sistemimin gittikçe oyun hamuruna döndüğünü hissediyordum.
"Bizi üçlü koltuğa neden sıkıştırdığını sorabilir miyim ? Gecenin üçünde bu kadar önemli ne olabilir ki ?!"Agusto, karşımızda duran tekli sandalyeye oturdu. Az önce hepimize kahve yapmıştı fakat hiçbirimiz kıpırdayamadığımız için yaptığı tüm kahveleri kendi içmişti ve bu yüzden gözleri yuvalarından fırlayacak gibi duruyordu. "Aman tanrım, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum..."
"Söyle işte ! Bir ağzın ve şükürler olsun ki içinde de bir dilin var. Bazen olmasını istemesemde !" Sam dirseğiyle Berry'nin hiç olmayacak yerlerini ezerken söyledi.
"Ben geyim."
"Ne ?" Dördümüz aynı anda söyledik. Ayrıca Bill, ezilmeme aldırmadan ayağa kalkmıştı.
"Yani kızları sevmiyorsun veya-"
"Evet, Sam, tam olarak ondan bahsediyor."
"Ama onun bir sevgilisi vardı-"
"O kız yüzünden mi böyle olduğunu düşünüyorsun-"
"Şunu keser misiniz ?" Sonunda ayağa kalktığımda söyledim ve hiç düşünmeden sandalyede oturmaya devam eden Agusto'a doğru ilerledim.
Ellerini önünde birleştirmişti. Sanki içinde olduğu durum yüzünden kendini suçlu buluyor, hatta söylemekte hata yapıp yapmadığını düşünüyordu. Onun nasıl hissettiğini biliyordum çünkü içinizde yük olarak taşıdığınız bir şeyi sonunda söylemeye karar verdiğinizde, böyle olurdu. Ne olursa olsun o yükün içinizden gitmiş olması sizi rahatlatmak yerine 'acaba başka yükler edinecek miyim ?' Düşüncesine sürüklerdi.Hiç düşünmeden onu kollarımın arasına alarak, kafasına sulu bir öpücük bıraktık. Artık bunun bizim aramızda bir selamlaşma şekli olduğunu biliyordum. "Sorun değil. Biliyorsun, değil mi ? Biz öyle insanlar değiliz, Agusto," ondan uzaklaşarak yüzünü görüş mesafeme soktum ve çoktan dolan gözlerini sildim. "Biz bunu sorun edecek insanlar değiliz. Sadece... Bunu hiç belli etmediğin için şaşırdık ancak bu bizim için sorun değil. Sen nasıl mutluysan-"
"Öyle olmanı istiyoruz." Sam söyledi. Kıvırcık saçlarını Agusto'un omzuna sürtüyordu.
Agusto burnunu çekti ve Bill'in olduğu tarafa döndü. "Sen ne düşünüyorsun ?"
Bill'in yüzünde ise ne zaman hata yaptığımı düşünsem, öyle olmadığını anlamam için takındığı gülümseme vardı. "Bunun sorun olmadığını biliyorsun. Sen her zaman benim sağ kolumsun."
"O zaman aile kucaklaşması ?"
"Berry'nin bana çilekli pijamalarıyla sarılmasını istemiyorum."
"Seni öpmemi ister misin, Agus ?"
"Ah hayır, hayır ! Beni öpmesini isteyeceğim başka birileri var."
"Ve asıl konuya geliyoruz."
Yeniden yerlerimize oturduk. Agusto ise bir süre soluklanma gereği hissetmişti.
"Dün, siz dışarıdayken, Callum'ın dairesinde oturuyorduk. İlk önce klasik cinayet konusunu konuştuk ve hep beraber dosyaları inceledik-"Sam atladı." Oradaydık, Agusto. Bütün konuşma boyunca halıyı izleyerek mi eşcinsel olduğun düşüncesine ulaştın ? Asıl olayı anlat !"
Agusto ise ölümcül bakışlarını attıktan hemen sonra devam etti. "Berry, Sam'i eve bıraktı. Benim evim yol üzerinde olmadığı için seni bekleyeceğimi söyledim ama Callum orada kalabileceğimi söyledi. Sonuç olarak, Sam, sen gittikten sonra ben o iki deliyle aynı evdeydim ! Neyse... Berry yorgun olduğu için hiç beklemeden odasına girdi. Biz de Callum ile konuşmaya başladık."
"Bir şeyler içtiniz," Berry söyledi.
"Sonra Callum sana ortamın sıcaklaşmaya başladığını söyledi ve tişörtünü yırtarak, o kaslı bedenini ortaya çıkardı," Sam devam ettirince kendimi tutamadım.
"Senin gözlerin onun kaslı bedeninin üzerinde geziniyor, daha önce böylesine güzel bir şey görmediğini düşünüyordu. O, senin bu boş anından yararlanıp seni-"
"DURUN ! TANRI AŞKINA DURUN !"
Kahkahalarıma engel olamıyordum. Agusto karşımda kırmızı bir surat ile otururken, dün gecenin ciddiyetini düşünmek gerçekten zorlaşıyordu. "Tamam dostum, de-devam et."
"Bana film açtı." Somurtarak kollarını göğsünde birleştirdi. "Ardından dizlerimde uyuyakaldı ve sabah uyandığımda beni izlediğini gördüm... Bilmiyorum, çocuklar. Hiçbir kız için daha öncesinde böyle duygular hissettiğimi hatırlamıyorum. Onun arkadaşımız olduğunun da farkındayım ancak-."
"Sonuç olarak Callum'dan hoşlanıyorsun." Bill söyledi. Sanki o çocuk çevremden uzaklaştığı için sevinmiş gibiydi.
"Bunun yılın aşkı olacağına eminim !"
"Bence biraz geylerin olduğu filmleri izlemeliyiz."
"Neden ? Libidosu tavan yapsın diye mi ?"
"Siz gerçekten aptalsınız." Dedim. Onları seviyordum. Onları gerçekten çok seviyordum.
Ve hiçbir zaman sahip olamayacağımı düşündüğüm bu arkadaş grubuna dahil olduğum için kendimi dünyanın en şanslı insanı olarak görüyordum."Seni seviyorum, Anthea." Bill kulağıma fısıldadı.
"Ben de seni seviyorum, Bill."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
thin.|Bill Skarsgard.
Mystery / Thriller"Çünkü sen olmadığın zaman gerçekten aklımı kaybediyorum."