Bölüm 8

291 52 23
                                    


"Bu kolye boynundan asla çıkmayacak." dedi ciddi bir tonda.

"Asla." dedim fısıldayarak. Sanki herkesten soyutlanmış gibiydik. Sanki odada Lena, Ayşe Teyze ve diğerleri değilde sadece ikimiz vardı.

Hatice Teyze Aybars'a sert bakışlar atarken ayaklanarak mutfaktan sarmalar kekler ve böreklerle dolu bir tabak getirdi. Ege'yi hemen yanına oturtarak ağzına birer ikişer dolmaları sıkıştırmaya başladı.

"Bo-ğulucam." dedi Ege öksürerek.
Ayaklandığında Aybars derin bir nefes aldı. "Ben sadece kolyeyi getirmek için gelmiştim. Rahatınızı bozmayayım. Size iyi günler."

Ege'nin arkasından Hatice Teyze'de kalktı. "Nereye benim kara kuzum, oturdaydın daha?" gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Yok, sağolun. Ben gitsem iyi olacak."

"Bencede iyi olacak." dedi Aybars kelimelere tek tek vurgu yaparken. "Çok bile kaldın." Koluna vurdum.

"Hani uslu duracaktın?" dedim kulağına fısıldayarak.

Cevap vermedi.

Ege tamamen kalktığında kapıya doğru ilerledi. Aybars'ta aklına bir şey gelmiş gibi fırladı. "İzninizle, telefonum arabada kalmışta ben hemen alıp geliyorum." Birşey söylememizi beklemeden kapıdan çıktı.

"Neler karıştırıyordu bu çocuk?" diye düşünmeden edemedim. İç sesim ne kadarda 'alt tarafı aşağıya telefonunu almaya gidiyor amma abarttın ha.' desede içimdeki kötü hislere engel olamıyordum.

Merakıma yenik düşerek aşağı indiğimde kapıdan başımı çıkardım. Aybars Ege'nin yakasını kavramış, arabaya yaslamıştı.

Azda olsa sesleri geliyordu.

"Çık git ulan hayatımdan!" diye bağırdı Aybars.

Ama bu? Nereden tanışıyor olabilirlerdi ki?

"Senden intikam almadan mı?
Cık cık.. Hiç sanmıyorum. Hayatımı kararttın it!" dedi tek solukta Ege.

Hayatını karartmak?

"Ben bir şey yapmadım! Anla artık şunu! Sen yaptın, ruh hastasının tekisin sen!"

"Desene ne kadar çok ortak yönümüz varmış Aybars Zorlu!"

Aybars Ege'nin sol gözüne bir yumruk geçirdi.

Burnumun ucu kaşınmaya
başlamıştı. Toza alerjim
olduğundan dayanamazdın ki ben!

Artarda hapşırmaya başladığımda sesleri kesildi.

"Kim var orda!" Ses çıkarmadım
ama bu tarafa doğru geldiklerini hissedebiliyordum. Aceleyle merdivenleri ikişer üçer çıkmaya başladım. Yakalanmaktan korkuyordum. Ama bir taraftanda aralarında ne geçtiğini deli gibi merak ediyordum. Peki söyleyin şimdi bana,
"Where is the adalet?"

Aralık kapıdan içeri girdiğimde derin bir nefes aldım.

Kısa bir süre sonra Aybars geldi. Yanıma oturduğunda imayla ona döndüm. "Bulabildin mi bari telefonunu?"

"Buldum buldum." dedi arka cebinden telefonunu çıkararak.
Şu anda resmen ecel terleri döküyordum. Sık nefeslerimde
bunu kanıtlar nitelikteydi.

İZMİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin