[Şimdilik kesitle idare edin, bir kaç güne bölüm yayınlamaya çalışacağım.💗]
—
Görüş alanıma bir çift mavi göz girdiğinde onunda en az benim kadar gözlerinden ateşler fışkırıyordu.
Hızlı adımlarla yanıma geldiğinde bağırdım.
"Sen ne yaptığını zannediyorsun
ya! Ne hakla ona böyle davranabiliyorsun? Mantıklı bir sebebin olsa dair şiddete başvuramazsın! Birde böyle saçma bir mevzu yüzünden.. Asla!"
Güldü. "Saçma?"
"Evet saçma! Ben söyleyeyim mi? Senin onla başka bir derdin var ve çiçek bahane!"
"Sorgulamayı kes artık! O piçin çok iyi bir derse ihtiyacı var."
"Sen delirmişsin ya.." dedim gülerken. Sinirlerimi yeterince bozmuştu. Ayağımın yanındaki taştan sinirimi çıkarırken ben bile kendimden korkmuştun. Sinirli bir yapım olmamasına rağmen beni bile delirtmeyi başarıyordu. "Bir daha böyle bir şeye şahit olmak istemiyorum! Hayatımda ki insanları kafana göre savuşturamazsın!"
"Savuşturamam öyle mi? Savuşturamam? Ya benim istediğim gibi olur bu ilişki, ya da yine benim istediğim gibi olur! Arası yok,
anladın mı?"
Tipik gerizekalı işte!
"Aybars, git!" diye bağırdım. Yoksa her şey daha kötü olacaktı.
"Bir süre görüşmeyelim, git ve o kalın kafanı toparla. Eğer bu şekilde devam edeceksen gelme yanıma!"
"Gidiyim mi?" dedi gülerken. "Gerçekten bunu istiyor musun?"
"Bir saniye bile bekleme, git!"
Sinirle yumruklarını kaportaya geçirdi. Bir şey söylemeden arabaya binip uzaklaştığında derin bir nefes aldım. Pişman olacaktı.
Benden özür dileyene kadar bu iş burada bitmeyecekti.. Ne kadar ondaki inat keçide bile olmasada pes etmeyecektim.
