"Bırak!" dedim ses tellerimi yırtırcasına bağırırken.Elleri susmam için ağzımdaki yerini aldığında haince gülümsedi. "Şimdi uslu bir kız ol ve rahat dur."
Kalan son gücümle elini dişlediğimde ağzından bir inilti koptu. Boşluktan istifade kaçmayı denemem yine başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bakın mesela şu an bir dizide olsak ben buradan 10 kere kaçıp kurtulmuştum ama nafile. Ne yazık ki bir dizide değiliz.
Çekmeceden bir ip çıkartarak beni boşta duran sandalyeye bağladı.
"Çok güzelsin ve bu güzelliğe yazık olacak." dedi mırıldanarak.
Cebinden çıkardığı sivri bıçak loş odanın içinde parlıyordu.
Gözlerimden süzülen damlalara inat dik duracaktım. Her şeye inat, bu hainlere inat.
Bıçakla birlikte üstüme doğru gelirken iyice yaklaşarak durdu.Dudakları kulağıma temas ettiğimde iğrenç sesi beynimde yankılanıyordu. "Kahramanın bu sefer gelmeyecek galiba?"
Güldüm.
Bıçağı iyice yaklaştırdığında ensemden ufak bir kesik attı. Ağzımdan tiz bir inilti koparken yanan ensemi umursamayarak dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Daha yeni başlıyoruz güzellik. Senin her dosyanın yerini söylemediğin dakikalar için o kesikler yavaş yavaş boynuna doğru inecek, gerisini sen düşün."
Tiksinerek baktım.
O sırada kırılan kapı sesiyle ikimizde o tarafa döndük.
O, gelmişti.
Sızlayan enseme rağmen zafer gülümsememi sundum.
Mavi gözleri en koyu tonuna büründüğünde bir Özgür'e birde elindeki kanlı bıçağa bakıyordu. Sanki kitlenmiş gibi..
Belindeki silahı ona doğrulttuğunda kalın ses tonu bütün odaya yayıldı. "Bırak lan onu! Eğer tek bir saç teline zarar verirsen yakarım seni Özgür!"
"Vaay." dedi gülerek. "Yakışıklı süper kahramanımızda gelmiş. Sahi ya? Gelmezsin sanıyordum sarı kafa."
"Cehennemin dibine gitsenizde bulurdum."
Elindeki kanlı bıçağı göstererek havaya kaldırdı. Eliyle ensemi işaret ederek sırıttı. "Sanırım bunun için geç kaldın."
"Tamam!" dedi bağırarak. "Bırak onu. Hesabını benle gör. Onun hiç bir suçu yok!"
Güldü.
"Emin misin hiç mi suçu yok?"
"Sana aşık olmadığı için onu mu suçluyorsun aşağılık herif bu kadar mı?"
"Neyse kısa keseceğim. Sevgiline veda et. Ama üzülme kısa zamanda senden de intikamımı alıp onun yanına yollayacağım."
Gözlerinin içindeki mavilik yok olmuştu sanki.
Özgür, arkama geçtiğinde hedefi daraltmaya çalışıyordu. Yolun sonuna gelmişti.
Silah sesi kulaklarımı doldurduğunda gözlerimi sıkıca yumdum. Derin bir nefes bıraktığımda gözlerimi açarak yerde kanlar içinde yatan Özgür'e baktım. Göğsünün biraz üstünde 2 tane kurşun izi vardı.
Aybars, yanıma geldiğinde önce ellerimi sonra ayaklarımı çözdü.
Saçlarımı tek omzumda birleştirdiğinde hafif derin olan kesik izine baktı. Yüzünü buruşturduğunda bu haline gülümsedim.