Selam! Tatil bitmeden önce elimdeki bölümleri atıyorum. Çünkü bir süre aktif olamayacağım.
İyi Okumalar!🌹
***
Seni bulmaktan önce aramak isterim, seni sevmekten önce anlamak isterim. Seni bir yaşam bitirmek değil de, sana hep hep yeniden başlamak isterim. -Ö.A
***
"Kaçma diyorum gerizekalı! Öldürücem seni.."
Bir taraftan Berk'i kovalarken bir taraftanda işkence planları yapmakla meşguldüm. Ne yapsam acaba? Kaynar kazana falan mı atsam? O uyurken saçını başını falan mı kessem? Ya da.. Heh buldum! Sevgilisine acil durumlar ve tehditler için bulundurduğum ifşalarını falan mı atsam? Hangisini yapacağıma karar veremesem de anlık sinirimle hepsi de mantıklı geliyordu.
"Bir elime geçiriyim seni varya!"
"Teyze, dur kıyma bana!" dedi koşmaktan nefes nefese kalmış bir halde.
"Senin yüzünden haklıyken haksız duruma düştüm gerizekalı! Beni dinlemedi bile be! Tamam aramız bozuk olabilir ama her şeyi yanlış anladı. Telefonlarımı da açmıyor!"
Aslında bende tam olarak Berk'in kafasını duvarlara sürterek kıvılcım çıkartmasını falan bekliyordum. Hatta direkt kafasını kırar diye düşünüyordum ama en acısı da hiç bir şey söylemedi. Tek bir kelime etmedi, yüzünde tek bir mimik bile oynamadan çekip gitti. Gözlerindeki kırgınlığa ilk defa bu denli şahit olmuştum.
En sonunda onu yakaladığımda elimdeki oklavayla onu koltuğa oturttum.
"Şimdi konuş! Neden ona böyle söyledin?"
"Teyze vallaha ben eniştem olduğunu bilmiyordum. Bilsem yapar mıydım?"
"Başlatma eniştene de neden yaptın dedim Berk?"
"Sizin kavga ettiğinizi duyunca ben yanlış anlamışım galiba.. Sevgilim olduğunu söyledim çünkü seni sahipsiz sanmasın istedim ama her şeyi berbat ettim."
Kahkaha attım.
"Aferin sana zeki çocuk (!)"
"Teyze. Bak gerçekten özür dilerim. Sizin kavga ettiğinizi duyunca.."
"Tamam Berk. Daha fazla dinlemek istemiyorum. Yat hadi geç oldu."
Kollarını boynuma sardı.
"Affedemez misin?"
"Düşünmem lazım.." dedim gülerek.
***
"Lena bir şey söyle ya? Ne yapacağım ben şimdi?"
"Bilmiyorum.." dedi oturduğu koltuğa iyice yaslanırken. "Bu defa gerçekten bilmiyorum."
"Beni dinler mi sence?"
"Aybars bu. Sağı solu belli olmaz. Ama dün farklıydı.. O sanırım kırılmış."
"Haklısın. Yine de konuşacağım onunla."
Kendimi hasteneden dışarı atarken ezbere bildiğim numarasını tuşladım.
Meşgule attığında konuşmak istemediğini biliyordum. Ama ben yinede şansımı deneyecektim.
Arabama atlayarak merkeze doğru sürdüğümde onu çıkarken gördüm. Sanki.. Acelesi var gibiydi.. Nereye gidiyordu ki?
O zaman bende takip edecektim.
Bir FBI ajanı değildim belki ama bunlar daha önce yapmadığım şeyler de değildi..
***
Neredeyse iki saate yakın,
yoldaydık. Hâla nereye gittiğini anlayamamıştım.
