Ortak salonda kutlamalar devam ediyordu, çapulcular gizli geçitlerden Hogsmade'e gidip tonla kaymak birası getirmişti. Bu birçok beşinci sınıfın işine gelmişti çünkü haftalardır tek yaptıkları şey ders çalışmaktı. Lily'nin de öyle, kimseyi şikayet edecek hali yoktu kupayı kazanmalarına herkes kadar sevinmişti.
Lily, Emma, Remus ve Peter koltukta oturuyorlardı, Emma Remus'a yaslanmıştı. Peter "Sınava iki hafta kala böyle bir şey yapmamız çok iyi oldu bence." dedi alayla. Emma parmağını dudaklarını dayadı ve "Şşş." dedi "O konuda konuşma."
Lily ve Remus güldüler. O sırada James yanlarına geldi ve boğazını temizledi "Lily, gelebilir misin?"
Şu an Lily'nin en son isteyebileceği şey, o rahat koltuktan kalkmaktı. Gözlerini devirdi ve ayağa kalkıp James'in yanına gitti.
"Evet?" dedi bıkkın bir sesle. James "Ateşkes ilan ediyorum, partide senin de eğlenmen gerek." dedi ve Lily'nin eline bir kaymak birası sokuşturdu. Lily buna hayır diyemezdi, bir yudum aldıktan sonra "Hala bayan Potter'ı unutmadım." dedi sakin bir sesle. James sırıttı "Hadi ama, belki de annemi kastettim?" dedi beceriksizce durumu kurtarmaya çalışarak. Lily tek kaşını kaldırdı. James biradan bir yudum daha aldı "Tamam, ama evlenmiş olsak bile, bayan Potter diyince-" Lily James'in koluna elindeki kitapla sertçe vurdu. -çok sert- "Sen ne zaman akıllanacaksın Potter!?" James gülmemek için kendini zor tutuyordu. Lily "Bilerek yapıyorsun değil mi?" dedi kollarını bağlayarak. James önce düşündü sonra yine sırıtışını engellemeye çalışarak kafasını evet anlamında salladı. Lily ona son bir bakış attı ve Emma'nın yanına döndü.
Emma'yla Remus birbirlerine yaslanmış uyukluyorlardı. Sirius "Iki uykucu birbirini buldu." dedi parti boyunca ilk defa yanlarına gelerek. Lily "Sen Rain'in yanında değil miydin?" dedi Sirius'u inceleyerek. Sirius gözlerini devirdi "Arkadaşıyla özel bir şeyler konuşuyorlar." dedi sıkılmış bir şekilde. Lily güldü.
Öbür sabah, pazar günü yine kahvaltıdan sonra, herkes güzel bir bahar gününün keyfini çıkartıyordu. 5. Sınıflar hariç. Yine hepsi ortak salonda ders çalışıyordu, malum sınava 2 hafta kalmıştı. James ve Sirus'sa Quidditch antrenmanları bittiği için söylenip duruyorlardı.
Karanlık sanatlara karşı savunma sınıfında çalışıyorlardı. Bir böcürtle çalışıyorlardı. Lily daha önce çok az ruh emici görmüştü, bu yüzden bu fırsatı iyi değerlendirip onları iyice inceliyordu.
Yine asasını kaldırdı, bu büyü genelde hep ikinci denemesinde yapabiliyordu. "Expecto Patronum!" dedi ve birşey olmadı, olmasını da beklemiyordu. James'in sesi duyuldu "İnançsız bir şekilde yapıyorsun, olacağına inanmalısın."
Lily kendisine birşeyler öğretilmeye çalışılmasına sinir olurdu. "İnanıyorum zaten!" dedi ve tekrar önüne döndü. James daha yumuşak bir sesle "Yanlış anlama ama seçtiğin anı nedir? Hayır, gerçekten çok iyi yapıyorsun ama ilkinde yapabilmen gerek. Yani, sen çok iyi bir cadısın." dedi. Lily derin bir nefes aldı "Benimkini mi soruyorsun Potter?" dedi yüksek sesle "Peki seninki nedir?!"
James güldü "Tahmin et." dedi yavaşça. Lily gözlerini kıstı "Benimle dalga geçme Potter." James yine güldü ve gözlerini devirdi "Hadi ama sen de oradaydın!" Lily etrafına bakındı ve James'e arkasına döndü, şimdi merak etmeye başlamıştı işte. Hangi anısını seçmişti bu?! Kibirli çocuk, onunla dalga geçiyordu işte.
O sırada kafasında bir el hissetti ve el yavaşça saçlarının üzerinde gezinmeye başladı. James çok yakınından "Şimdi hatırladın mı?" diye sordu. Lily, James'in bunu birkaç saniye daha yapmasına izin verdikten sonra öne doğru adım atarak ondan uzaklaştı. "Evet." dedi soğuk bir sesle ve tekrar asasını kaldırdı. "Expecto Patronum!" Asasının ucundan gümüş bir maral fırladı ve ondan üç dört metre uzakta olan ruh emiciye doğru gitti, Lily gülümseyerek onu izledi. Hareketleri ona çok hoş geliyordu.