Humeyra
Başı önünde sanki orada yokmuşum gibi davranıyordu. Sigara vardı yine elinde.
Kollarımı birbirine dolamış yürüyordum bende yanında. Cidden burda ne işim vardı?
Kenardaki duvarın üzerine atladı. Ayakta bana bakıyordu.
- Fatih napıyorsun? dedim.
- Gel. dedi
- Ben, ben çıkamam oraya. dedim
- Sadece gel buraya. Duvarın önüne gel. dedi sitemle.
Yavaşça yaklaştım. Duvarın önünde durup başımı kaldırıp gözlerine baktım.
Eğildi ve beni tutup yukarı kaldırdı. Kollarımın altından çekip.Yukarıya kaldırdığında kollarımı bıraktı.
-Bana güvenmeyi öğrenmelisin. dedi
Nasıl bu kadar rahat davranıyordu? O'na teslim olmamı istiyordu. Öyle bir söyleyişi vardı ki kıyamet kopsa beni koruyacağına inanıyordum. Böyle bir şey ne kadar da normal geliyordu O'na.
Ama bi o kadar da umursamazdı. Ölsem umurunda olmaz gibiydi.Gözlerine baktım.
Sonra bıraktı beni gitti arkadaki bir ağacın altına oturdu. Durmuş ona bakıyordum.
- Gelsene! dedi
Yavaşça yaklaştım ona. Önünde durdum. Biraz tereddüt edip yanına çöktüm. Uzağına oturdum. Sırtımı ağaca yasladım. Yoğun sigara ve sert parfümü.Aslında normalde hoşuma gitmezdi. Ama ona ait olduğu için dünyanın en güzel kokusu gibiydi.
Cebinden sigara ve çakmak çıkardı. Çakmağı bana uzattı yine. Sigarasını yaktım. Yanımda olduğu için duman kokusu çok netti. Biraz öksürdüm.
Bana döndü;
- Gel, seni buna alıştırayım. dedi
Şaşırdım. Yani sigaraya başlamamı mı istiyordu?
- Ne?dedim.
Düşündü biraz.
-Boşver şu an zamanı değil. dedi ve arkaya yaslandı
Sonra hiç konuşmadı. En sonunda dayanamadım ;
- Beni bu kadar yanında istiyorsan niye konuşmuyorsun?dedim.
- Önemli olan burda olduğunu bilmek. dedi
-Bırakta gideyim. Zaten burada değilmişim gibi. dedim
- Önce varlığına alışmam gerek. dedi
- Nasıl yani? dedim.
Cevap vermedi. Tekrar ağaca yaslandım. Sigarasını içmeye devam etti.
Fatih
Onunla konuşmamı istiyordu. Konuşmak ve ben. Pek farklı kavramlardık.
Onu öpmek istiyordum.
Yanımdaydı ve sigaralarım tükeniyordu.Elleriyle oynuyordu.
-Yapma şunu. dedim
Bana baktı. Ellerini çekti hemen.Kulaklığımı çıkardım. Kulağıma taktım. Sonra birini çıkarıp ona uzattım. Aldı ve taktı.
- Ne bu? dedi
-Behind Blue Eyes.. dedim
- Sözleri çok güzelmiş. dedi
Humeyra
Hiç kimse bilemez.. Mavi , yeşil, kahverengi gözlerin ardındakini...
Dinlediğimiz şarkının sözlerinden biriydi.Evet, gerçekten bilemezdi.
Beklediğimin aksine Fatih o kadar da pislik değildi.
Hiç konuşmuyorduk. Dünyanın en huzurlu yeri olmalıydı onun yanı.Ve dünyanın en huzursuz yeri.Çünkü ruhu çok karışıktı. Acı çekiyordu. Ve Cehennem güzel olamazdı. Şu an beni cehenneme sürüklüyordu. Ve bildiğim halde bu günaha ortaktım.
Düşünceleri suçlu gibiydi sanki. Gerçekten de çift kişilikli miydi?Bir yanının ısrarla iyiliği diğer yanının ısrarla pislikliği önerdiğini hissediyordum.Belki de beni ona yardimci olmam için istiyordu.
Ve en önemlisi de bende istiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
ChickLitGece ne kadar karanlıksa o kadar çok acı vardı. Yalnız değildik hiç. Hep biz ve acıydı. Uzun bir süre önce göğsünün kafesinde idam ettiği vicdanı,hayaletiyle buradaydı. Çok faraziydik haliyle.. Gölgeler boş kalplerde yaşıyordu. Bazı kalplerde başka...