Bunca zaman sonra tekrar merhaba. Umarım beklentinizi karşılar. Bazıları olayların gelişmediğini söylemiş sık sık. Ben olay yazmıyordum hiçbir zaman. Anlayan anlamıştır zamanında. Hataları düzeltmeye çalıştım fakat elimden gelen şimdilik bu. İyi okumalar. ( Bana ulaşmakta sıkıntı yaşayan arkadaşlar için bir daha belirtiyorum.İnstagram:a_zombiesanatomy/saplanti.fh Snapchat: matherssoldier )
Fatih
Ağlasak duyulurdu belki sesimiz. Ama ağlamadık. Gülmeyi de sevmediğimizden sustuk. Ve çok ağladık tek damla gözyaşı dökmeden.
Ve ben ağlardım. Siz güler sanırdınız. Gözyaşlarını sevmediğimden değil, akmasına tâkatım yoktu. Hele izahına hiç yoktu.
Ve aynı veda tadında bir vedaydı Eren'e. Humeyra mutluydu. İyiydi. Ben..Ben iyiydim.
Başını yaslayıp omzuma uyuyordu güzel güzel. Biraz onu izledim. Uykum yoktu. Hiçte olmuyordu. Dönünce ne yapacağımı az çok biliyordum. Büyük ihtimalle daha çok acı çekecektik. O yüzden şu yanımdaki her saniye değerliydi. Onu üzmek istemiyordum ama üzülmesi tek çareydi.
Gözlerini açtı yavaşça. Uçak inmeye başladığından sarsıntı onu uyandırmıştı. Bana baktı. Gözbebeklerinin en içine baktım bende. Eğilip kirpiklerinden öptüm ve birkaç saniye gözlerini açmadı. Gözlerini açınca lavaboya gitmek için çıktı.
Humeyra
Eren'den ayrılmak zordu. Ama iki kardeş sanki akşam yemeğine gittikleri komşudan geç saatte eve dönüyormuş gibi vedalaştılar. Garip. Eren'i elimden geldiğince çok görmek istiyordum. Eğer sık sık görüşürsek hatırlaması kolay olurdu.
Istanbul'a indiğimizde geceydi. Hoş bir soğuk çarptı yüzüme. Fatih valizleri alırken girişte beklememi söyledi. Kendi arabasını burada bırakmıştık.
Fatih
Yanımda kalmasını isteyecektim. Gecenin ikisinde bir yere götürmeye niyetim yoktu. Eve geldiğimizde üşümüştü. Valizlerimizi odama bırakırken arkamdan yavaş adımlarla geliyordu.
Dolaptan aldığım üstlerle ona döndüm.
-Sen burada uyu. Ben salonda uyurum. dedim
Başıyla onayladı. İçeri gittim. Eskisi kadar ona dokunmayı arzulamıyordum. Nasıl anlatsam bilemem. Bu biraz.. Zaten ikimizde fazlasıyla yorgunduk. Yaşamaktan. Herşeyden..
Koridordayken sigara yaktım. Sonra o köşeyi gördüm. Aklıma krizdeyken beni nasıl yerde bulduğu geldi.
Kendine gel Fatih.
Üzerimi değiştirdim. Koltuğa uzanırken sigara paketimi yanıma uzattım. Bir sigara daha yaktım ve tavanı izlemeye başladım. Dumanı üflemeyecek kadar derindim bu gece. Tam orta yerine yüreğimin, en orta yerine.. Derin bir sancı girmişti.
Bir diğer sigarayı daha yaktım.
Humeyra
Çok yorgundu demek ki. O gidince bende siyah bir gecelik çıkarıp yatağa girdim. Tavanı izledim. Önceki gibi davranmıyordu bana. Londra'dayken biraz daha görünen Fatih'ti. Berkeley'den beri başka bir Fatih'ti.
Çok uzun zamandır duygusuz gözlerinde uzun zamandır hüzün var. Onu mutlu değilde huzurlu hissettiriyorum sanırım.
Sola döndüm. Uykum yoktu. Sağa döndüm. Yine yoktu. Yarım saat geçmiş olacaktı ki cam hareketlendi. Yağmur yağıyordu ilkbaharın son günlerinde. Gök gürledi. Şimşekler çaktı. Korkmadım. Ama uykum en uzağından kaçtı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
ChickLitGece ne kadar karanlıksa o kadar çok acı vardı. Yalnız değildik hiç. Hep biz ve acıydı. Uzun bir süre önce göğsünün kafesinde idam ettiği vicdanı,hayaletiyle buradaydı. Çok faraziydik haliyle.. Gölgeler boş kalplerde yaşıyordu. Bazı kalplerde başka...