Humeyra. .
Bir kaç hafta geçmişti. Pek görüşmüyorduk. Genelde sabaha doğru geliyordu.İnsanların olduğu ortamları sevmiyordu. Merak ediyordum da geceleri uyuyor muydu?
Arkadaşlarının yanında onun yanına gelmemden nefret ediyordu. Bende acil olmadıkça gitmiyordum. Önceleri O'nun benden utandığını düşünüyordum.
Sonra bir gün ona sordum. O da " Alakası yok. Sadece seni görsünler istemiyorum. Sen bilmezsin onları. Seni izlesinler, incelesinler istemiyorum" dedi. Bu o kadar hoşuma gitmişti ki demek beni kıskanıyordu.
Geldi. Beni aldı.
Yürümeye devam ediyorduk. Konuştu;
- Seni ailemle tanıştırmak istiyorum. dedi
Beynim patlıyordu galiba.
- Ciddi misin? dedim.
Cevap vermedi.Yürümeye devam ettik. Taş kaldırmlar ve ağaçlar çok güzeldi. Sakindi. Pek insan yoktu.
-Karnım açıktı. Bugün buralarda bir yerde kahvaltı edelim mi ? dedi Fatih.
Gülümsedim.
-Olur. dedim başımı sallayarak.
Güzel bir yere getirdi beni. Camlarının önünde küçük saksılar, ahşap yer, duvarlarda asılı eski aile fotoğrafları, şirin masa örtüleri.
Hiç Fatih'e göre bir yer değildi burası. Ama nedense buradaydık.
Köşedeki camın önüne geçip oturduk.
Fatih
Kafamın içinde binlerce düşünce vardı ve beynimi patlatmak istiyordum.
Onu ailemle tanıştırmak onun için ciddi düşündüğümün kanıtıydı.
Ona karşı ne hissetiğimi bilmiyorum hâlâ. Sadece ilaç gibi.Yanında başka hiçbirşeye gerek yok.
Oturduk. Karşımda duruyordu. Başını eğmişti yine.
Ona söylemek istediğim o kadar şey varken susmak.İşte bir sigara daha yakmamın sebebiydi.
Sigaramı içerken aniden başını kaldırdı.
-Fatih ne zaman gideceğiz? dedi. Sesinde heyecan vardı.
Dumanı üfleyip;
- Ben eve gidince.dedim.
Durdu düşündü biraz.
-Senin ailen burada değil mi? dedi.
- Evet, değiller.dedim
-Neredeler? dedi.
- Londra'da. dedim.
Şaşırdı.
- Ciddi misin?dedi.
- Hayır, şakacıktan Londra'dacılık oynuyorlar. dedim
- Yani Londra'ya mı götüreceksin?dedi.
Yine gözlerinde o korku dolu ifade vardı. Benden hâlâ çok korkuyordu. Ona zarar vermemek için neler yaptığımı bilse.
- Hayır, dedim. Annemler Şubat'ta gelirler. Biraz kalıp Mayıs'ta dönüyorlar. Ama gelmeyedebilirler.
- Anladım. dedi
Dudağını ısırıp. İstemeden de olsa yaptığı her hareket ilgimi çekiyordu. Parmakları.Bileği. Gözleri.
Herşey.İstisnasız. O'na ait herşey.
- Hadi. dedim
Tabağını alıp masaya yürüdü. Arkasından bende.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Chick-LitGece ne kadar karanlıksa o kadar çok acı vardı. Yalnız değildik hiç. Hep biz ve acıydı. Uzun bir süre önce göğsünün kafesinde idam ettiği vicdanı,hayaletiyle buradaydı. Çok faraziydik haliyle.. Gölgeler boş kalplerde yaşıyordu. Bazı kalplerde başka...