"Harry iyi misin?" Nick'e gülümsemeye çalıştım. Sadece çalıştım. "İyiyim."
"Elinde sargı var. Gözlerin morarmış. Sesin kısılmış ama iyisin. Öyle mi?"
"İyiyim Zayn. Önemli bir şey değil."
"Eline ne oldu?"
"Kesildi."
"Gözlerin?"
"Dün gece uyuyamadım." Louis sınıfa girdiğinde kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım.
"Harry ceket neden gitmedin? Hasta olacaksın. Ceketimi vermemi ister misin?"
"İstemiyorum. Ben çok uykusuzum biraz uyusam iyi olur."
"Tamam. Sana sıcak bir şeyler getirmemi ister misin? Sesine iyi gelir."
"İstemiyorum. Teşekkür ederim Nick." gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Üzerime bırakılan hafif şeyle ve burnuna gelen tanıdık kokuyla derin bir nefes aldım. Louis'nin kokusuyla uykuya daldım.
~~~
"Harry sana çay aldım kalk iç. Sesin düzelir." Yavaşça doğrulup sınıfı süzdüm. Neredeyse boştu. Arka sıraya bakmaya korkuyordum.
"Teşekkür ederim." cekete iyice sarılıp çayı elime aldım.
"Ne olduğunu anlatacak mısın? Louis hasta olduğunu söyledi ama pek inanmadım. Başka bir şeyin var. Anlat bana?"
"Dün okuldan sonra Louis ehliyet sınavına gitti. Sonrada bana içecek bir şeyler almak için arabadan indi. O sırada telefonu çaldı. Bende açtım. O kız arıyormuş. Bilseydim açmazdım ama numara kayıtlı değildi. Yemin ederim ki ağzımdan tek bir kötü kelime bile çıkmadı. Babamda yanımdaydı. Oda duydu. Ama o kız ona bağırıp hakaret ettiğimi söylemiş ve ağlamış. Louis eve gittiğimizde bana çok bağırdı. İnanmadı bana. Ben bir şey yapmadım. O kıza inandı ama bana inanmadı. İkimizin fotoğrafının olduğu çerçeveyi kırdı." burnumu çekip göz yaşlarımı tutmaya çalıştım.
"Ben kötü bir şey söylemedim o kıza. Yemin ederim yapmadım Nick. Çerçevenin parçalarını toplarken elimi biraz sıkmışım kesildi. Bana nefretle baktı. Gözlerinde sadece nefret vardı." Nick beni kendine çekip sarıldı. Gözyaşlarımı serbest bıraktım.
"Tamam ağlama. Pişman olduğu çok belliydi. Sen uyuduğunda ceketini hemen üzerine bıraktı. Kendisi üşümesine rağmen sana verdi ceketini. Eğer senden nefret etse bunu yapar mıydı?"
"Kalbimde bir ağrı var. Dün akşamdan beri geçmiyor. Ağrı kesici bile işe yaramadı."
"Tamam daha fazla ağlama biraz sonra gelirler. Seni böyle görmesin. Yüzünü yıkamak ister misin?"
"Hayır istemiyorum." "Çayını iç biraz rahatlarsın." Yavaşça çayımı içmeye başladım. Gözyaşlarım direniyordu akmamak için. Sınıfın kapısında onu gördüğümde Nick'e baktım.
"Sakin ol sadece bana bak. Onunla ilgilenme."
"Çıkışta çerçeve almaya gelir misin benimle?"
"Gelirim. Üzme kendini daha fazla. Bay Richard uyumanı çok sorun etmedi istersen o gelene kadar tekrar uyu. Belli ki tüm gece uyumamışsın."
"Teşekkür ederim." kafamı sıraya koyup kapıya baktım. Göz göze geldiğimiz an hemen gözlerimi kapattım. "Nick ceketi üzerimden alır mısın? Ona geri ver, üşüyor."
"Tamam. Sen benim ceketimi ister misin?"
"Hayır. Zaten uyuyabileceğimi de zannetmiyorum." kafamı kaldırıp sınıfa göz gezdirdim. Tom ile göz göze geldiğimizde kafamı eğdim. İlk kez beni böyle görüyorlardı. Koluma dokunan kolla kafamı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Cousin | Larry Stylinson✔️
Fanfiction"Okulunuz artık eskisi kadar iyi ve güvenli bir yer değil Louis. Dayınla konuştum onun yanına gidiyorsun." "Dayımın yanına Londra'ya mı gidiyorum?" 13.01.2019 - 03.04.2019 Üvey kuzen ilişkisi içeriyor. Rahatsız olanlar yorum yapmadan önce hikayenin...