14

2.4K 180 164
                                    

Çerçeveyi alıp fotoğrafı içine yerleştirdim. Louis telefonunu cebinden çıkarıp adamla konuşmaya başladı. Koltuğa oturup onu bekledim. "Biraz bekleyebilir misin?"

"Olur."

"Çocukların yanına uğrayacak mıyız?" omuz silkip cevapladım. "

Uğrarız."

"Pizzacıya gitmek istediğinden emin misin?"

"Evet gidelim. Zaten sürekli oradayız. Alıştım artık."

"Sen nasıl istersen." sesindeki mahcubiyeti anlayabiliyordum.

"Buyrun hazır istediğiniz fotoğraf."

"Paketleyebilir misiniz?"

"Tabi."

"Hadi gidebiliriz." fotoğrafı alıp pizzacıya gittik.

"Sana demiştim gelecekler diye."

"Sizi çok özledim çocuklar. Harry bugün sınıfa geldim ama sen uyuyordun. Louis uyandırmama izin vermedi."

"Bende seni özledim Ni."

"Harry dost acı söyler bunu biliyorsun değil mi?"

"Anlamadım."

"Üzülme ama bok gibi görünüyorsun."

"Kimin boku gibi?"

"Bu iğrençti." omuz silkip gülümsedim. "En kötüsü kiminse onunki gibi."

"O kadar vahim diyorsun."

"Şu konuyu kapatır mısınız? Yemek yenilen bir yerde bok ile ilgili konuşuyorsunuz. Hadi hangisinden yiyeceğinize karar verin. Bugün bendensiniz."

"Ne istiyorsun Harold?"

"Bilmiyorum. Canım yemek istemiyor."

"Ama yiyeceksin."

"Eve fazla geç kalmayalım."

"Babana haber verdim ben. Merak etme." Nick sipariş verip bana kaş göz yaptı. Anlamadığımı belirtmek için kafamı sağa sola salladım. Oflayarak gözlerini devirdi. "Nick açıkça sorsana anlamadı işte."

"Bir şey yok." Siparişleri masaya bırakan sarışın çocukla göz göze geldik. Biraz gerilmeme sebep oldu. Kafamı masaya çevirip gitmesini bekledim.

"Başka bir şey ister misiniz?"

"Hayır. Teşekkür ederiz." Burnumun dibine sokulan pizza ile gözümü diktiğim yerden çektim. "Aç ağzını." pizzadan bir ısırık alıp elime kolayı aldım. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Kapıdan giren Max' i görünce göz ucuyla Louis'ye baktım. Sanırım görmemişti.

"Harry seni bebek gibi beslememi mi istiyorsun? Benim için sorun değil yanlış anlama."

"Kendim yiyebilirim."

"Belli. Aç ağzını." bir ısırık daha alıp geri çekildim. Kulağıma eğilip fısıldadı. "Affettin mi beni?" kafamla onaylayıp koladan bir yudum aldım. "Yalan söylüyorsun. Bu kadar çabuk affetmiş olamazsın. Hem affetseydin gülümserdin." omuz silkip pizza dilimini elinden aldım. Isırıp ona geri verdim.

"Louis bana öyle bakma. Pizzanı ye." Elini çenesine koymuş bana bakıyordu. O öyle bakınca ne yapacağımı şaşıyordum.

"Tamam bakmıyorum." Kafamı Nick ve Niall'a çevirdim. İkide bize bakıp sırıtıyordu.

"Ne sırıtıyorsunuz be?"

"Hoşgeldin eski Harry."

"Geri gitmesini mi istiyorsunuz?"

My Cousin | Larry Stylinson✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin