kurabiye canavarı

11.3K 626 88
                                    

İyi okumalar. 💎

"Pekii. Anlaştığımıza göre siz oyun oynayın bizde ders çalışalım tamam mı?"

Min joe:abyacım buyda oynasak oluy mu? Lüfffen lüffen.

Haline gülüp kafamı salladım.

"Peki ama yaramazlık yok tamam mı?"

Kafasını heycanla yukarı aşşağı salladı, yerinde zıplayıp ellerini alkış yaptı. Canavar falan ama canımdı o benim. Yürüyüp yatağın diğer kısmına gidecekleri sırada durdurdum.

"Durun bakalım siz."

Kaşlarımı yalandan çatıp kızıyomuş gibi yaptım. Oldukları yerden önlerini dönmeden yürükleri yolu arka arka gelmeye başladılar. Tam önümde durduklarında kaşlarını kaldırıp dişlerini çıkartarak gülümsemeye başladılar.

Min joe:efendim abyacıımm.

"Şebek seni, ben burdan orayı görüyorum. Bir daha dudaktan öptüğünüzü görmeyeyim tamam mı? Cici cici oynayın öpüşmeden."

Kaşlarımı kaldırıp onay istercesine başımı salladım. Kafalarını sallayıp anladıklarını belirten mırıltılar çıkardılar ve tekrar yatağın diger ucuna yürüdüler paytak paytak.

Laptop'a döndüğüm sırada masadaki telefonum yanıp söndüğünde elime alıp baktım.

5 mesaj

Kimden; Erkeğimm

Soo bin Neredesin?

Sakın jungkooklara gittim deme.

Hey nasılsın iyimisin?

Sana birşey yapmıyor değil mi?

So bin endişeleniyorum.

Hepsini üst üste atıp nasıl hemen endişelenebiliyor? Yüzümde istemsizce oluşan tebessüme engel olmamıştım. Cevap yazacağım sırada jeon konuştu.

Jungkook:kim?

"Eun woo."

Kısaca cevap verip tekrar cevap yazmaya yeltendiğim sırada tekrar konuştu.

Jungkook:ne yazmış?

"Sanane?"

Takrar mesaja döndüm fakat, elimden telefonun çekilmesiyle boş bakışlarımı elime gönderdim. Kendime geldiğimde jeon mesajları okuyordu bile.

İnstagram!! Hemen uzanıp telefonu almaya çalıştım fakat omuzundan tutup beni uzaklaştırıyordu. Debeleniyordum ama boşa, ah cidden görmemesi lazım o mesajları.

"Hey! Sana kim bu hakkı veriyor jeon. Ah cidden ver şu telefonu. Hayır girme oraya!!"

Yüksek desibelle bağırdığımda şaşkınca bana baktı. Ağzından bir 'hah' çıkartıp konuşmaya başladı.

Jungkook:neden?

"Girme benim özelim. Cidden! Sanane, ver telefonumu jeon!"

Telefonuma dönüp instagram'ın olduğu uygulamaya tıkladı. Birşey yapıp durdurmam lazımdı, tüm gücümle üzerine yüklendiğimde yere yıkılmıştı ve bilin bakalım ben nerdeyim? Evet jeon'un üzerine düşmüştüm. Ama şükür ki telefon elinden düşmüştü.

Telefonu siktir edip önüme döndüğümde, evet dönmez olaydım. Dudaklarımızın birbirini ezip geçmesine ramak kalmıştı. Jeon şaşkınca yüzüme bakıyordu, ilk defa onu böyle şaşkın ve yakından görmüştüm. Kapı sesiyle bakışlarımı oraya çevirdim. Annesi, evet annesi gelmişti, bizi bu halde görünce ister istemez kaşları havalanmış ardından sırıtmaya başlayıp gözlerini kaçırmıştı.

Eh kadın haklıydı hala öyle durmamıza küfürler ederek kalktım jeon'un üzerinden. Bir anda böyle şeyler olması ona böylesine yakın olmak, gerçekten kalbime iyi gelmiyordu..

Mi hi:ben size atıştırmalık getirmiştim ama, rahatsız ettim sanırım.

Tekrar kaçamak bir gülüş sunduğunda kafamı eğip kendime sövmeye başladım.

Jungkook:anne yanlış anladın.

Mi hi:peki peki, hadi alın bakalım.

Yanımıza gelip elindekileri masaya bıraktığında jeon'un birden bağırması irkilim.

Jungkook:kurebiye mi yaptın!

Anlamazca bakışlarımı ona çevirdiğinde, annesi konuştu.

Mi hi:o çok sever kurabiyeyi.

Anladığımı belirtin kafamı salladım. Masumca, jeon'a göre çok masumcaydı.. Kurabiye canavarı, neden onu böyle kaydetmeyeyim? Hemen telefonu düşen yerden uzanıp aldım ve değiştirdim ismini.

Minik tatlı tavşan-değiştirildi-Kurabiye canavarı.

Telefonumu masaya koyup kilidini kapadım, sadece parmak iziyle açılıyordu.

"Müsadenizle lavaboya gidip gelecegim."

Hafif eğildim ve ayaga kalkıp odada bulunan lavaboya girdim. İşimi hallettikten sonra çıktım fakat annesi çoktan gitmişti, odada iki canavarda kendi hallerinde oyun oynuyorlardı.

...........

"Ha. Im, efendim?"

Jungkook:uyuklamayı ne zaman keseceksin?

"Ah cidden siktiğimin bir saattlik dersini senin yüzünden iki gündür yapamıyoruz jeon ve uykumu getiriyorsun."

Hala bir elim masaya dayalı ve yüzümde elime dayalı uyuklarken konuştum. Gözlerim bir açılıp bir kapanıyordu artık mayışmıştım ve uyumak istiyordum gerçekten.

Ortamdaki karmaşadan çıkan ses ile gözlerimi açtım. Ne yani burada uyumuş muyum?

Min joe:sonunda uyanabildin abya.

"Efendim? Kaç saattir uyuyorum ben?"

Min joe-eun kyu:akşam oydu akşaam.

İkisi birden aynı şeyleri aynı tonda söyleyince gülmeden edememiştim. Jeon neredeydi?

"Bebeğim jungguk abi nerde?"

Kapının açılmasıyla içeri giren kişiye baktım, jeon'du. İyide beni rahat bırakmazdı normalde şimdi nereye gitti. Arkasından eunsoo'nun girmesiyle kalbim her zaman ki gibi pıt-pıt oldu..

Oy ve yorum istiyorum bebeklerim. 💎

fire ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin