kantin

11.3K 623 97
                                    

İyi okumalar. 💎

"Ben okula gidiyorum bebeklerim."

Kapıdan çıkacakken annem elime bir kaç atıştırmalık tıkıştırmıştı, seviyordum bu kadını. Yine sarsak sarsak okula doğru yürümeye başladım. Aklımın her zaman jeon'da olması canımı sıkıyordu. Bir o kadarda güzeldi onu düşünmek, bu gidişle sadece düşüneceğim heralde.

Dülüncelerimden ayrılıp biraz insan yüzü görmek için kafamı kaldırıp etrafıma bakınmaya başladım, bakmaz olaydım. Karşı kaldırımda  bok suratlı iguana kuyruğu ve jeon'u gördüm, kolkola yürüyorlardı, amına koyayım koala gibi yapışmış çocuğa. Benim hayalim kızın hayatı. Mükemmel şansımı ayakta alkışlayıp götüne tekmeyi basmak istiyordum. Onları yan yana görünce gerçekten canım sıkılıyordu ve gidip kızın saçını başını yolmak istiyordum.

Umarın o çakma sarışının saçlarını yolmadan ölmem, zira ölürsem gözüm açık giderim. Resmen gözümün önünde oynaşıyorlar kafayı yiyeceğim.

Onlara baktıkça daha çok bileklerime faça atma isteğim dürtülüyordu, ama bakmaktan da vazgeçemiyordum çünkü neden vazgeçeyim. Benim dokunamadığım ellere nasıl güzel dokunuyor, iyi bil kıymetini öyle her zaman dokunma yıpranır falan. Ah salak soo bin çocuğu iyice yeni alınmış kitaba benzettin.

Onları izleye izleye okula gelmiştim bile, nasıl oluyor anlamıyorum onu izlerken saatler dakika gibi geliyor. Tabiki şikayetçiydim, zamanım onun yanında daha çabuk geçiyor ve doya doya kesemiyordum.

Neun:bak bizim kıza yine kesme biçme işlemlerinde, yedin çocuğu gözünle yedin.

Neun'un sesini duyunca bakışlarımı ona çevirdim, dalga geçiyordu. Eh tabi malzeme olunca eğlenceli oluyor.

"Kessem ne, bana ekmek çıkmıyor ki."

Dudaklarımı büzüp omuz silktim ve sınıfa doğru adımladık.

Neun:baksana ne diyorum, acaba jungkook'u kıskandırsan mı?

"Salak mısın? Çocuk beni sevmiyor nasıl kıskandırabilirim?"

Neun:ya ne biliyim, ben yoongi'yi istiyorum.

Derin bir nefes alıp verdim, hani hiç bir bok olmadı iyi değilim, hah. Sınıfa girdiğimizde direk gidip sırama oturdum, uyumak istiyordum. Rüyamda jeon'u görürdüm belki? Anca rüyanda görürsün zaten bebeğim. İç sesimin haklı olması ne kadar normal?

Eun woo:nasılsın güzellik?

"Ölüyorum, sen nasılsın?"

Eun woo:şu çocuktan ne zaman vazgeçeceksin soo bin, seni sevmiyor ve üzüyor.

Haklıydı, ama bazı sevgiler karşılıksızdır işte böyle.

"Sen bana bakma, ben böyle ölüp ölüp diriliyorum. Sen nasılsın?"

Eun woo:bu durum hoşuma gitmiyor.

"Oyş şen beni mi düşünüyoşüün?"

Yanımda olan arkadaşlarımın yanaklarına asılıp sıkmaya başladım.

Eun woo:hala şakaya vuruyorsun?

"Cidden bunu konuşmak istemiyorum, anlamıyorsun heralde?"

Cidden sıkılmıştım, her yerden jeon ve inkansızlık çıkıyordu. Tamam bende halimden memnun değilim ama kalbime söz geçirmem mümkün mü? Tabiki hayır, olsaydı bir sene mal gibi jeon'u dikizlemezdim değil mi. Kimse düşünmüyordu işte bunu.

Sinirle sınıftan çıkıp kantine indim, bir kahve alıp masalardan birine oturdum. Artık okulda üstüme üstüme gelmeye başlıyordu. Arada gerçekten sıkılıyordum, böyle duman olup yok olabilsem keşke.

Masadaki sandalyelerden birinin çekilmesiyle kimin olduğunu anlamıştım.

"Eun woo biraz yanlız kal-"

Sözümü yarıda kesen masama oturan kişiyi görmemdi. Bir sen eksiktin, sende geldin tamam oldu.

"Neden masama oturdun? Başka masa mı yok, hem nerde senin estetik kokan çakma sarışın aşkın?"

Sinirle konuşuyordum ve sonradan dediklerim için pişman olacağımı biliyordum.

Jungkook:estetik kokan sarışın? Eun soo mu?

"Bak işine gelince ne güzel söylüyorsun isimleri, dosdoğru."

Evet takıldığım nokta buydu, sinirimi bozuyordu ismimi yanlış söylemesi.

Jungkook:ne içtin böyle? İyi kafa yapmış.

Aşk şarabı bebeğim aşk şarabı, bir bardak ister misin sende? Gerçi sana içiren vardır. Cevap vermeyip kalkacağım sırada kolumdan tutup geri oturttu sandalyeye, derin bir nefes verip sakince konuşmaya çalıştım.

"Ne istiyorsun? Eğer canın eğlenmek istiyorsa; aradığınız so bong'a şuanda ulaşılamıyor, daha sonra tekrar denemeyiniz. Hadi canım hadi."

Jungkook:canım ne zaman isterse o zaman eğlenirim.

Canını sevdiğim bilmem mi ne zaman istersen o zaman eğlenirsin tabiki, en iyi ben bilirim.

"Başka kapıya jeon."

Jungkook:sen beni kıskanmış olabilir misin?

Kıskanmak ne kelime şerefsiz, burda tutuşuyorum görmüyor musun?

"Öyle bir şey olması için ilk önce seni sevmem gerekiyor."

Nasıl seviyorum bir bilsen aklın şaşar.

Jungkook:öyle mi? Sevmiyorsun yani.

İyice yüzüme yakınlaşınca düşünme yetimi kaybettim, sanırım kalp krizi geçiyorum. Bir saniye ayaklarım! Ayaklarım neden tutmuyor? Felç mi oldum yoksa, ah tanrım yardım et. Sen güçlü bir kızsın so bong ah yani soo bin kendine gel. Haklısın bebeğim ama elimde mi acaba, şuan diğer dünyaya geçiş yapıyorum sanırım. İç sesim bile bana so bong diyor hay anasını ya.

Geri çekilip hemen ayağa kalktım, fakat kalkmamla popomun üzerine düştüm, bu acıttı. Dedim işte felç oldum! Ah Rezillik diz boyu, ne hoş ama.

Arkamdan kıkırdılar duyunca kendime gelip ayağa kaltım. Arkama bakmadan sınıfa gittim, gerçekten demin ne olmuştu öyle?

.....

Sonunda lanet okulu bitirip eve geldim, insanın evi gibisi yok. Kakaolu sütümle oturmuş jetgilleri izliyordum. Dizi izlemeyi sevmiyordum çünkü hep yalandı, çarpışmalar aşık olmalar, zengin çocuk fakir kız. Bakın çoçuk nefret ediyor sonrada aşık oluyor, peki neden jeon hala bana aşık olmadı? Hikaye hikaye hikaye.

Çizgi filmin ortasında telefonumun ışığı yanıp sönünce telefonu elime aldım. Ah cidden, gitmeyeceğim o kadar. Ne o mafya falan mı? Silah zoruyla mı evine götürecek beni? Salak, ama tatlı salak.

Mesaj

Kurabiye canavarı:seni bekliyorum.

Kurabiye canavarı:adresi biliyorsun zaten.

Kurabiye canavarı:so bong nerdesin?

Kurabiye canavarı:canım sıkılıyor ama.

Kurabiye canavarı:emin ol beni sinirlendirmek istemezsin.

Kurabiye canavarı:so bong.

Kuraye canavarı:hemen cevap ver.

Gelmeyeceğimi söylemiştim.

Kurabiye canavarı:öyle mi?

Evet.

Kurabiye canavarı:peki.

Şükür sonunda anladı, oh be!

Oy ve yorum aşklarım. 👄💎

fire ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin