market

7.3K 451 317
                                    

İyi okumalar. 💎

Saçımı ve üzerimi düzenleyip hızla aşağı indim, heyecanlıydım. Her beni özlediğinde yanıma gelmesi çok iyi hissettiriyor ve heyecanlandırıyordu beni. Şimdi bizimkilere ne diyecektim? Tabi ya market, başka yolu yoktu.

"Ben beş dakika markete gidip geliyorum."

Elimle öpücük attım içerdeki sevgi yumaklarına, yine çizgi film izliyorlardı. Nasıl cici bebe yemenin yaşı olmazsa, çizgi film izlemeninde yaşı olmazdı. En azından bizim evde böyleydi.

Shin hyun: bu aralar stokların hemen bitiyor heralde?

Kapıdan çıkacağım sırada babam konuşunca yutkunmuştum, anlamış olamazdı değil mi? Kapının kulpunu bırakıp arkamı dönüp babama bakıp sırıttım.

"Sorma babacım, kakolu sütlerim hemen bitiyor."

Omuz silkip dudaklarımı aşağı sarkıttım. Gülümseyip kafasını sallayınca içim rahatlamıştı. Tekrar kapıya dönüp dışarı çıktım hızla, dış kapıdan çıktığımda jungkook karşı kaldırımda bekliyordu. Beni görünce hemen koşarak yanıma gelip sarılmıştı, bende sarılmasına karşılık verip sıkıca sarılmıştım. Yanağımdan öpüp geri çekilmişti, gülümseyerek yüzüne bakmaya başladım.

Tanrım, daha bugün gördüm ama çok özlemişim. Jeon'da bana gülümseyerek bakıyordu, bir daha sarılınca ilk şaşırsamda hemen karşılık vermiştim.

Jungkook: seni görünce tüm sinirim geçiyor, güya trip atacaktım sana. Nasıl tavşanlı pijamalarla bile muhteşem gözükebilirsin?

"Bana trip atmaya mı geldin?"

Jungkook: evet.

Omuz silkip gülümsedi.

"İyide trip atmak böyle olmaz ki konuşmaman lazım."

Kaşlarını çatıp bana bakmaya başlayınca kahkaha atmıştım.

Jungkook: gülme! Demek gelmemi istemiyorsun, eh gideyim o zaman.

Gitmeye yeltendiğinde kolundan tutup boynuna sarıldım, parmak uçlarında biraz zor oluyordu ama ne yapalım. Minik boylular her zaman ponçiktir, benim gibi.

"Oy, tamam gel buraya. Ya öyle demek istemedim, hem ben trip atarım sen atamazsın beyfendi."

Sarılmamı sonlandırıp kaşlarımı çatarak yüzüne baktım, kaşları havalanmış bana bakıyordu. Tanrım nasıl böyle sevilesi bir insan olabilir?

Jungkook: peki, trip atmamı istemiyorsan öp beni.

"Aklın fikrin öpmek, sevişmek jeon."

Göz devirip derin bir nefes verdim, suratının asıldığını gördüğümde gülümseyip yüzünü ellerim arasına alıp dudağına kısa bir öpücük kondurdum.

"Oldu mu?"

Jungkook: evet oldu, hemde çok güzel oldu.

Gülerek burnunu burnuma sürtünce suratımı şirince buruşturup dibimde olan mükemmel sevgilime hayranca bakma başlayamadım, çünkü dibimdeyken bir bok göremiyordum. Gözlerim şaşı oldu amına koyayım. Yakın olan yüzünü gülerek daha fazla yakınlaştırmaya başladı, sanırım şimdide jeon beni öpecekti.

Shin hyun: so bin?

Baba?! Hassiktir ya, bu gerçek mi? Ben babamın sesini mi duydum? Jungkook sesi duyunca ani hızla geri çekilmişti, bende öylece kaskatı kesilmiş yerimde duruyordum. Kendime gelip yavaşça arkama dönmeye başladım.

fire ° jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin