1.0

615 53 36
                                    

Mesaja bakarken düşündüm. Onu nasıl görecektim ve aynı zamanda fark etmeyecektim? Daha önce nerede görmüştüm ve fark etmemiştim?

Sonra aklıma bir fikir geldi.

Bugün gelecek olan eski mezunlardan biri olabilir miydi? Hem iki yıl önce mezun olmuş olması, hem beni tanıyorsun demiş olması...

Kesin onlardan biriydi ama kimdi işte?

Öğretmen derse başladığında ona cevap vermeden ekranı kilitleyip telefonu montumun cebine attım.

Çantamdan çıkardığım defter ve kalemimle birlikte Türev denilen illetin içinden girip, dışından çıkan sayın problemleri yazmaya ve çözmek için uğraşmaya başladım.

Ders bittiğinde yanan beynim ve dumanlar saçan kulaklarım eşliğinde kendimi sınıftan dışarı attım. Cebimden telefonumu ve kulaklığımı çıkardığımda bir müzik açtım ve kulaklıkları takarak ellerim cebimde bahçeye yürüdüm. Biraz üşümek istiyordum ki kendime gelebileyim.

Bahçede yürürken düşündüm. Okulda yaptığım çoğu şeyi bilmesi, dışarıda da arada bir yazdığı şeylerle beni takip ettiğini göstermesi ve daha bir sürü bilgi vardı elimde.

Demek ki okulda çalışan, iki yıl önce mezun olmuş, eski bir öğrenciydi burada. Üniversiteye gittiğini de biliyordum. Fazla örnek bir öğrenci olmalıydı ki üniversiteye gitmesine rağmen hâlâ buraya gelip eski okuluna katkıda bulunuyordu.

Ya da sadece salaktı.

Bir bank bulup oturduğumda titreyerek büzüldüm. Şapkamı da kafama geçirip kollarımı içime doğru çekerken bahçede gözlerimi gezdirdim. Dışarıda kimse yoktu doğru düzgün. Zaten insanlar benim gibi bu soğukta çıkacak kadar manyak değildi herhalde.

Etrafta gezen gözlerime bahçe kapısındaki hareketlilik takıldı. Yaklaşık on kişilik kızlı erkekli bir grup içeriye girdiğinde onları inceledim. Normalde olsa başımı çevirirdim ama onu bulmak istiyordum. Artık inadı da geçmiş, merak etmeye başlamıştım.

Beş-altı erkeğin arasından iki tanesini tanıyordum. Ve lanet olsun ki bu ikisini de hiç sevmezdim. Harika! Hoşlanmayacaksın seçeneği gitti. Elimde iki kişi vardı şu an.

Erkan Köse ve Umut Kara.

İkisi de yakın arkadaştı üstelik.

Erkan bir keresinde kantinde arkamdayken önüme geçtiğinde ona bağırmış ve bu kadar insanın enayilikten mi beklediğini sorduğumda,  bana can sıkıcı bir şekilde gülmüştü. Ardından, 'Sen sus bence bücür.' diyerek iğrenç bir karşılık vermiş, Umut'un yanına gidince de bana bakıp gülmüşlerdi.

Onlardan cidden hoşlanmıyordum. Küçük düşmüştüm ve midemi bulandırıyorlardı. Üstelik ikisi de okula çoğu zaman gelip çalışıyordu. Birkaç kere görmüş olsam da hiç fark etmemiş gibi davranıp uzaklaşmıştım.

Onlardan biriydi, emindim. Ama hangisi?

Ders zilini duyduğumda montumla yüzümü iyice kapattım ve kulağımdaki müzik sesini arttırarak içeri doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Sınıfa girdiğimde herkesin konferans salonuna indiği haberini alınca sıkıntılı bir nefes vererek aşağıya indim.

Konferans salonu tıka basa doluydu ve kızların fısıldaşmasını, erkeklerin gülüşlerini duyuyordum çünkü aptallık edip kulaklığımın tekini çıkarmıştım.

Kulaklığımın tekini tekrar takıp en arkaya geçtim ve yüzümü kapatan montumla birlikte başımı arkama yasladıktan sonra gözlerimi kapattım. Ellerimi montumun cebinden çıkartmış olmasam da hâlâ üşüyorlardı.

Havadan mı, yoksa onun kim olduğunu bulmaya yaklaştığım için heyecandan mıydı bu titrekliğim?

Bir zamanlar, Umut'tan hoşlanmıştım. Hatta o kadar kalbim ona kayıyordu ki, artık korkmaya başlamıştım. Üstelik o gün Erkan ile bana güldüklerinde o kadar utanmıştım ki, oradan koşarak çıkmış ve kendimi tuvalete kapatıp ağlamıştım. Kalbimi kırmıştı.

Bilmese de, beni parçalamıştı.

Onu her gördüğümde içimde bir acı oluşuyordu ama ben onu gördüğümü belli etmiyordum. Ben baksam o görmüyordu zaten. Ki bakmıyordum da. Utanıyordum.

Ama bugün ilk kez boydan boya tam olarak görmüştüm onu ve o beni fark etmeden kaçmıştım. Yine çok güzeldi ama keşke kalbi de öyle olsaydı.

Değildi.

Kaç kızın kalbini kırmıştı kim bilir. Kaç kişinin ahını almıştı. Biliyordum, çünkü ben de onlardandım.

Kulaklarımdan içeri mikrofondan yayılan bir ses duyduğumda gözümden bir damla düştü. O konuşuyordu ve kulaklıklarımdan sızan son ses müzik bile bunu bastıramıyordu.

O bana mesaj atmazdı, o zaman Erkan mıydı?

Ya da benimle dalga geçip, ele mi vereceklerdi?

















Kırmızı || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin