1.8

549 50 24
                                    

Arkamı döndüğümde, o mavi gözleriyle bana baktığını görünce elim ayağım boşalırcasına titredim. Umarım onu görünce nasıl sarsıldığımı anlamıyordur.

Tanrım, beni o kadar etkiliyordu ki!

"Efendim?" diye karşılık verirken ellerimi ceplerimde tutmaya devam ettim, çünkü biliyordum ki onları orada tutmazsam titreyişlerini görebilirdi.

Ve bunu kesinlikle istemiyordum.

"Merhaba," dediğinde gözlerimi bir anda şaşkınlıkla kırpıştırdım ve ardından başımı salladım. "Merhaba..." diye mırıldandım karşılık olarak.

"Sen bu yıl sınava gireceksin diye biliyorum, doğru mudur?" Sorduğu soruya şaşırırken, neden benimle konuştuğunu anlamaya çalışıyordum. Birkaç saniye sessizliğimden sonra, "Evet." diyerek cevapladım onu.

"Hangi bölüm var aklında?" Ellerimi ceplerimden çıkardığım birkaç saniyenin ardından bu kez yumruk yaparak onları serbest bıraktım. "Mimarlık düşünüyorum." Cevabımla gülümsedi.

"Sana yakışır..." diye mırıldadığında, oldukça sessiz olmasına rağmen duymuştum ve anlam veremediğim için, "Efendim?" diye sordum.

"Güzel bölüm yani, sevilince okunur." Başımı salladım ama susmadı ve soru sormaya devam etti. Ben de heyecandan titremeye...

"Üniversite?" Ellerimi nereye koyacağımı bilemediğimden yeniden ceplerime yerleştirdim. Bunun böyle olmayacağına karar vererek derin bir nefes aldım.

"Neden soruyorsun?" Kaşları anlamamazlıkla çatıldı ama ben anladığını biliyordum. "Anlamadım?" Sesli bir nefes verirken, "Bana neden tüm bunları soruyorsun?" diye sordum.
Açıklama ihtiyacı ile devam ettim.

"Seninle bir samimiyetimiz ya da arkadaşlığımız yok. Hatta birbirimizden çok da hoşlanmıyoruz, yanlış mı hatırlıyorum?"

Konuşmasına izin vermeden devam ettim. "Benimle uğraşmaya kalkma ve benden uzak dur. Ben istediğinde oynadığın ve eğlendiğin bir oyuncak değilim!"

Arkamı döndüm ve binaya doğru yürümeye devam ettim. Adımlarım hızlıydı ve gözlerim dolmuştu. Neden benden uzak durmuyordu? Amacını anlayamıyordum. Yoksa bana mesaj atan Erkan mıydı? Ve o, onun için koz mu almaya çalışıyordu benden? Benimle oyun mu oynuyorlardı?

Düşüncelerimle sınıfımın olduğu kata çıktığımda, gözyaşlarımdan bulanıklaşmış bakışlarımla saate baktığımda derse dokuz dakika kalmış olduğunu gördüm.

Düşündüğüm birkaç dakikanın sonunda içeriye girdim ve sırama yerleştim. Daha sonra aklımı derse veremeyeceğimi fark ederek sınıftan çıktım. Çantamı da yanıma alırken kantinde oturmaya mı gitmeliyim yoksa bahçeye mı çıkmalıyım diye düşünüyordum. Bahçede onu gördüğümü hatırlayınca kantine inmeye karar verdim.

Çantamı bir masaya bırakarak neredeyse boş olan kantinde gözlerimi gezdirdim. Canım fena hâlde sıkılmıştı ve ne yapacağımı kestiremiyordum. Kantinden bir su alıp masaya yerleştim ve telefonumu çıkarıp kulaklığımı takarak bir şarkı açtım.

Elvina: Sen Erkan mısın?

Elvina: Lütfen doğruyu söyle.

Gereksiz: Bu kanıya nereden vardın bilmiyorum ve yemin ederim ki Erkan falan değilim.

Elvina: Kim olduğunu söylemenin zamanı gelmedi mi sence de? Çünkü bu durum canımı sıkmaya başladı ve benim canımın sıkılması oldukça tehlikelidir.

Elvina: Şansını zorlamamalısın.

Gereksiz: Şansımı zorlamayı severim.

Kırmızı || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin