0.8

638 61 25
                                    


Kafamı birbirine doladığım kollarımın üzerine yasladığımda iç çektim. Beş saattir kütüphanedeydim ve artık beynim durmaksızın çalışmaktan yanıyordu. Kendimi normalde asla böyle zorlamazdım ama kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Ve bu da kullanabileceğim tek yoldu.

Saat ikiyi biraz geçiyordu. Saat sekize kadar burada olmayı ve çalışmaya devam etmeyi düşünüyordum ama gözlerim ağırlaşmıştı ve önce bir ayılmam gerektiğini biliyordum.

Oturduğum büyük masadan kalkıp telefonumu ve cüzdanımdan bir miktar parayı arka ceplerime koydum. Montumu da üzerime geçirdikten sonra kasaya ilerleyip bir karton bardakta mocha alıp hava almak adına kendimi dışarıya attım.

Yağan yağmura bakarken dudaklarım yukarı kıvrıldı. Montumun şapkasını kafama geçirip dışarıdaki masalardan birine oturdum. Aslında buraya damlamıyordu ama sinüzitim olduğundan başımın biraz üşümesi bile acı vermeye yetiyordu.

Telefonumu cebimden çıkarıp ekrana baktım. Maymun kılıklı henüz hiç mesaj atmamıştı. Bu keyfimi daha da yerine getirirken kahvemden bir yudum alıp ellerimi karton bardağın etrafına sardım.

Gözlerimi usulca kapatıp babamın yüzünü hayal ettim. Kafamdaki görüntüsü asla değişmiyordu. Kapıyı çarpıp o heybetli bedeniyle dışarı çıkışı hayal meyaldi.

Yüzünü hatırlayamıyordum.

Yanaklarımın ıslandığını hissedince gözlerimi açmadan kolumun tersiyle yaşları sildim. Tam o sırada masadaki telefonumun titrediğini hissettiğimde gözlerimi açıp ekrana baktım.

Monkey: Neden ağlıyorsun?

Elvina: Ya sen benim yaptığım her şeyi nasıl görebiliyorsun?

Monkey: Ben sen neredeysen oradayım, Kırmızı.

Monkey: Şimdi, neden ağlıyorsun?

Elvina: Bu seni hiç ama hiç ilgilendirmez. İster ağlarım, ister gülerim. Gerçekten... O kadar sinirlerimi geriyorsun ki.

Monkey: Babam küçükken bana bir söz söylemişti, hiç aklımdan çıkmaz.

Monkey: "Unutma oğlum, kimse isteyerek kötü olmaz. Her kötülük yapanın ya hâlâ kanayan bir yarası vardır ya da kalbi acımasızca yerinden sökülmüştür."

Ve ben, baba özleminden bir kez daha hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Kırmızı || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin