1.5

556 48 12
                                    

Monkey: Kim olduğumu gittikçe daha çok merak etmeye başladın, değil mi?

Monkey: Yakında tanışacağız.

Okuduğum aptal mesajlara gözlerimi devirip adımı seslenen, kahve almak için girdiğim dükkandaki görevliye döndüm. Elindeki, adımın yazılı olduğu karton bardaktaki mochamı alarak kitaplarımın yığılı olduğu masaya yürüdüm.

Bugün de Fizik ve Kimya ile kapışıyordum. Aralara da Türkçe katarak ilerlemekle meşguldüm.

Aman ne harika bir gün!

Telefonumu kenara koyarak bardağımdan bir yudum alırken sandalyeye oturdum. Orta boydaki masaya bardağımı koyarken Fizik notlarım için ortadan ikiye böldüğüm kağıtları elime aldım ve yazdığım küçük notlarda bir süre göz gezdirdim. Bazı formüller ve örnek soruları yazdığım kağıdı incelerken bir yandan da kahvemden yudumlar alıp ara sıra kağıdın kenarına küçük notlar çıkardım.

Bir süre sonra kağıtları bırakıp test kitabımı alarak siyah uçlu kalemimi aldım, yeni bir uç yerleştirdikten sonra en zorlandığım soruları çözmeye başladım. Zaten konular gittikçe zorlaşıyordu ve ben işin içinden çıkamaz hâle geliyordum.

Böylece geçen birkaç saatin sonunda toparlanmaya başlamıştım. Telefonuma baktığımda saatin akşam altı olduğunu ve atılan birkaç mesajı gördüm.

Bir tanesi annem, diğerleri de tabii ki şu salaktandı.

Hayır, karınca falan mı ezmiştim de cezalandırılıyorum Tanrım?

Annemin mesajını okuyup cevapladım.

Zeynep Sultan: Kızım, çok gecikme. İki de ekmek al gelirken. Öptüm çok.

Elvina: Tamamdır annem.

Diğer mesajlara girdim.

Monkey: Sonunda çalışman bitti demek.

Monkey: Sıkılmaya başlamıştım.

Elvina: Maskotun muyum ben senin, sıkıldıkça yazmalar falan.

Elvina: Defol git, kendine başka eğlenceler bul. İşsiz misin, nesin anlamadım zaten.

Monkey: İşim sensin.

Elvina: Çok salaksın, keşke ölsen.




Kırmızı || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin