0.6

754 61 27
                                    

Ben yıkılmamalıydım. Eğer yıkılırsam ardı ardına yiyeceğim çok tekme vardı çünkü. Kalbim kırılmamalıydı çünkü zaten daha üç yaşında parçalara ayrılmıştı.

Acı çekmemeliydim, çünkü sonunda her şeye değecek bir mutluluk sebebim yoktu.

Dünyadan alacağım çok şey vardı mesela, öyle kolay pes edemezdim. Tanrı'nın bana lâyık gördüğü acılara göğüs gerip her şeyi yenmek zorundaydım.

Yoksa yapamazdım.

Daha izleri geçmemiş yaralarım varken üzerine yeni bir yara açılırsa asla iyileşemeyeceğim gerçeği vardı üstelik. Bunca şeyin arasında başka bir şeye dayanamazdım.

O aptal çocuğu bulmak ve cezasını çektirmek zorundaydım. Ciddi anlamda sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Bir korkak gibi engel atmak bana göre değildi. O benle uğraşıyorsa ben de onunla uğraşırdım.

Gücümü öğrendiğimde henüz on iki yaşında bir çocuktum. Bir anda daldığım yemeği aklımda başka bir şey olarak canlandırınca ona dönüşüvermişti. Şok olmuş, çok korkmuş ve ağlamıştım. Sonra bunu başka şeylerde de deneyince anlamıştım.

Gözlerimin o an kırmızıya dönmesi de ayrı bir olaydı tabii.

Telefonumu sol elime aldığımda sağ elimdeki kalemle hocanın söylediklerini not alıyormuş gibi davranıyordum. Fransızca dersindeydik ve bu dersi kim koymuş diye içten ettiğim hakaretlerle dinliyormuş gibi davranıyordum.

Mesajlarıma baktığımda gözlerimi devirdim. Onu Monkey diye kaydetmiştim çünkü bunu hakediyordu.

Monkey: Naber Kırmızı?

Elvina: Eben, tamam mı? Eben...

Monkey: Ebeme ne diye küfür ediyorsun sen? Ayıp ayıp. Yakışmadı.

Elvina: Ya bir kaybol git, zaten beynim sevilmiş şurada. Bu hınçla senin ağzına tükürürüm. Kaşınma bence.

Monkey: Öfke kontrol problemlerin var sanırım. Bir psikolog tavsiye edebilirim istersen, çok iyi olan birini tanıyorum.

Elvina: Neden çok iyi bir psikolog tanıyorsun acaba? Kendin kafayı yemiş olduğun için mi?

Elvina: Zaten sana değil psikolog, psikoterapist bile yaramaz ya, neyse.

Monkey: Ağzın da iyi laf yapıyor he, kalakaldım şahsen.

Monkey: Keşke her sorununu böyle eşitlikle halletseydin, o zaman düşman değil, dost olurduk belki.

Elvina: Seninle dost olmak mı? Şaka yapıyor olmalısın.

Elvina: Hayvanları severim, maymunları da. Ama sonradan şekil değiştirmiş bir maymunla arkadaş olacağımı sanmıyorum.

Elvina: Ve bu benim eserimken hem de.

Kırmızı || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin