Gözlerimi açtığımda karşımda iki çift yeşil göz duruyordu. Ve bir de biraz uzağımda mavi gözler,beyaz ten.. Nicholas. Öylece oturmuş beni izliyordu. Aşık olduğum adam. Ekine baktım yatağın yanına bir sandalye çekip oturmuştu. Gözlerim açık olmasına rağmen ikiside konuşmuyordu. Nerede olduğumu inceledim. Bir hastane odasına benziyordu ama hastane değildi bir evdeydik. Evin içinde klinik olmalıydı. Derin bir nefes aldım. Sonunda bıkkınlıkla ve zorlulukla "Kim konuşacak?" Diyebildim. Nicholasa baktım. Ona iyice baktım. Acı çekiyor gibiydi. Ekine baktım. Odun üzülüyordu sanki. Tanrı aşkına ne olmuştu!
Söze nicholas başladı
"Ben nicholas hoult değilim. Adım Jason Grewit. Seninle birlikte olmam en başından beri bir plandı. Babanın dolandırıp uyuşturucudan öldürdüğü babam için. Planım seni bu eve gelince öldürmekti fakat ekin engel oldu ve ellerimi bağladı. O gördüğün hastalıklı adam seni bıçakladı. Sonra kendini. O öldü. Sen de öl artık"
Ne duyuyordum? Kulaklarım ne duyuyordu? Yalan mıydı?
Çıkarın.
Kesin.
Koparın.
Biri koparsın kulaklarımı.
Duymak istemiyorum.
"Yalan!" Diye bağırdım bir an.
"Benim sevdiğim,benim aşık olduğum,benim teni tenime değdiğinde mutluluktan öldüğüm adam beni öldürmek istiyor olamaz.. Hayır! Ekin.." Ekin neden üzgündü anlamıyordum. Normalde kalkıp dalga gecmesi gerekiyordu. Kafasını kaldırdığında derin bir nefes aldı.
"Bu piçi zaten öldüreceğim helen. Son kez gör diye getirdim. Acı çekmeni istemiyordum. Jason ve ben en başından beri tanıyorduk birbirimizi,beni ilk gördüğünde o kadar tepki göstermesinin sebebi buydu. Çünkü planını bozmuştum pezevengin. Sana getirdim ve soğukkanlılıkla anlattı. Pişman bile değil. Kalk artık toparlan gidiyoruz" Ekin..Hayatıma bir anda giren başlarda nefret ettiğim ekin. Şimdi tanıdığım tek kişiydi. Babama teşekkür ettim ilk defa. Doğruldum. Üzerimde hala tulumum vardı. Nicholasa yani jason a doğru ilerledim. Ellerini çözdüm. O da ayağa kalktı. Ve söze başladım.
"Tek bir şey soracağım. Hiç mi sevmedin?"
"Sevdim özür dilerim helen".Gözleri dolmuştu.
"Git" dedim çıkabilecek en güçlü sesimle. "Git sadece git. Çünkü ölsen acını çekeceğim sana hissiz olmak istiyorum git." Kısa bir süre gözlerime baktı. Güldü. Ve gitti.
Güldü ve gitti. Benim iki sene boyunca birlikte olduğum adam koca bir yalandı. Güldü ve gitti. GİTTİ. Farketmedim bağırarak ağlıyormuşum.
"Güldü ve gitti. Herşeyimi götürdü. Ben onu seviyordum oysa. Yalan. Nicholas. Yalan. Lanet olsun koca bir yalan".
Ekinden'
"Yalan!" Önümdeki sarıya çalan kahve saçlı kız etrafı dağıtıyordu. Delirmişti. Helen. Onun üzülmesini garip bir şekilde istemiyordum. Cebimden sigarımı çıkardım. Parmaklarımın arasına aldığım çakmakla onu yaktım ve zehri büyük bir zevkle içime çektim. Daha sonra Jason'ı öldürmeyi aklımın bir köşesine not ettim. Ve masum,kimsesiz,yapayalnız Helen'e baktım. Onun hikayesi buydu işte. Hep de öyle olacaktı. Yalnız.
GECİKTİ BİLİYORUM. DOKTORA FELAN GİDİYORUM ÜZGÜNÜM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
Teen FictionHep yalnız uyuyup, yalnız uyanınca Yalnız bitirip, yalnız başlayınca Yalnız boğulup, yalnız kurtulunca, içinde Hep yalnız kırılıp, yalnız onarınca Yalnız vurulup, yalnız kanayınca Yalnız arayıp, yalnız bulununca, içinde kaybolup gidiyorsun.