#10

547 22 0
                                    

Yanımıza yaklaştığı anda ekinle öpüştüler. Bildiğiniz ÖPÜŞTÜLER. Gözümün önünde! Tamam pek küçük sayılmayabilirim,tamam ekinden hoşlanmıyorum. Ama burada sevgilisinden yeni ayrılmış bir kız var!

Tam ilerlemeye başlarken

"Merhaba helen, ben Cansu. Ekinin kız arkadaşıyım. Bahsetmiş olmalı"

"Hh hayır bahsetmedi. Memnun oldum" ekine dönerek "Ben otele geciyorum biraz uyuyacağım" dedim. Bu yaptığım gıcıklıktan başka bişey değildi farkındaydım. Ama canım istedi. Cansunun bozulan tavırı üzerine ekin kafasını salladı ve pıtı pıtı yürümeye başladım. Cansu da renkli gözlü bir kızdı. Gözleri mavi ve yeşil arasıydı. Çok güzel bir kızdı doğrusu. Danışmaya doğru ilerledim.

"Merhaba Oda numaram ve anahtarı lütfen?" Komik birşey mi demiştim?

" Prenses nereden geldiysen sarayına geri dön" sinirlerim bozulmuştu.

"Ne sarayı ne prensesi!" Diye bağırdığım sırada biri kolumdan beni geri çekti. O sinsi yeşil gözleriyle

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen" dedi ve adama iki kart uzatıp anahtarları aldı. ANAHTARLARI.

Ekin elinde valizle asansöre ilerken ellerimi göğsümde birleştirip tam arkasında durdum. Sağa sola baktı sonunda arkasına döndü. Tek kaşımı havaya kaldırıp anahtarları işaret ettim.

"Sorun ne?" Dedi pislik. Sorun neymiş!

"Yan odadan sevgilinle inlemelerini duymak istemiyorum aşağılık herif canımızı zor kurtardık ve sen hiç zaman kaybetmiyorsun"

"Saçmalamayı kes artık helen. Canını sen zor kurtardın ben değil. Sana bağlı değilim. Bunu bilsen iyi edersin" böööö! İyi oyun istiyorsanız devam ekin bey!

Dön dön dön uykum gelmiyor. Sıkıldım. Ekin olsa onunla uğraşırdım ama yok. Garip olan yan odadan hiç ses gelmiyordu. Ekin salağı nasıl sessiz sevişebiliyordu? Etrafıma bakındım. Bir bardak aradım.

Tabiki duvara dayayıp onları dinleyeceğim. Mini dolabın içine baktım. Cam şişe vardı. Viskiyi yere döküp şişeyi duvara dayadım.

"Gitmesen olmaz mı?" Ekinin sesi. Pis çocuk. Bok.

"aşkım gitmek zorundayım. Geri geleceğim."

"Ne zaman?"

Çat! Şişe düştü! Off nasıl ses çıktı. Hemen toplamaya başladım. Kapı açıldı. Gelen tabiki ekin olduğundan bakmadım. Yanıma gelip

"Bırak ben yaparım. Sakar. Elini kesiceksin" omuz silkip yatağa gittim. Toplayıp çöpe attıktan sonra yanıma oturdu.

"Ne var!" Diye çıkıştım. Gözlerini devirdi. Burun kemiğini sıktı ve

"Son günlerde iyi görünmüyorsun" gülmemek için zor tuttum kendimi.

"Sen hayatıma gireleri 3 gün oldu zaten. Bu olaylar yaşanalı üç gün. Beni ne kadardır tanıyosun da iyi görünmüyorsun diyosun? Çok iyiyim ben. Ailem yok. Sevgilim yok. Bana değer veren yok. Sana baglıyım peşimde ölmemi isteyen herifler var. Çok iyiyim" gözümden bir damla yaş aktı. Onları daha fazla tutamazdım. Evime gitmek istiyordum. Evime gideyim nicholas gelsin babam gelsin sohbet edelim. Bunların hiçbiri yaşanmamış olsun.

"Helen be-"

"Çık odamdan. Çık git." Yavaşça doğrulup çıktı.

Bir süre ağladım. Sonra göz kapaklarımın kapanmasına izin verdim. Kimbilir yarın neler olacaktı?

YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin