Üzerinde kot pantalon ve siyah tişört olan adam bana doğru yürüdü. Geri geri adım atmaya başladım. Nicholas a baktım. İfadesizdi. Adama bakıyordu. Duvara yapıştım. İyice yüzüme yaklaştı. Genc değildi. Büyük kahve gözleri vardı.
Neye uğradığımı şaşırmıştım son günlerde yediğim tokat sayısı artıyordu fakat bu öyle kuvvetliydi ki yere yığıldım ama on metre uçmuşumdur.
Nicholasın koştuğunu gördüm yanıma geldi.
"Yapma! Bırak gitsin tuna."
"Aşık mı olmuş birileri! Sacmalama jason amacından sapma. Bağla kızı. Erdem bey i bekleyeceğiz" Nicholas adının tuna olduğunu yeni öğrendiğim adama yumruğu geçirdi.
"Ona bugün dokunulmayacak!"
"Babanın acı içinde ölümünü ne çabuk unuttun. Bir kız seni ne çok yumuşatmış!" Nicholas ard arda yumruk atıyordu. Adamın bilerek karşılık vermediğini düşünmeye başladım. Onlar kavga ederken çabucak kalkıp mutfağa gittim. Bıçak değildi. Bir cam şişe.
Sıkıca kavradım. Holl e doğru yürüdüm. Nicholas yerde yatıyordu. Tuna yoktu.
Nicholas.
Nich.
Sevgilim.
Kan yoktu. Bayılmış olmalıydı. Sesler geldi. Cama baktım bir kaç adam geliyordu. Kapıyı kitledim. Hemen ekine mesaj attım. Nich in yanına gittim. Uyanması için sesler çıkardım üstüne su döktüm uyanmadı.
Ekin nerdesin ekin!
Yarım saat olmuştu. Arkadaki camdan bir "tık" sesi geldi. Ekin. Tanrıya şükür. Arkadan dolaşmış olmalıydı. Koşarak açtım.
Gercekten son günlerde yediğim tokat sayısı artmıştı.
"Sen bana söylemeden bu piçin yanına nasıl gelirsin! Babana söz vermeseydim ölsen umrumda değil! Çabuk gidiyoruz çabuk aptal kız"
"Nicholas ı almazsan gelmiyorum" duvara yumruk attığını gördüm.
"İkinizde geberin." Arkasını dönüp yürümeye başladı.
Ekin'den
Arkamdan koşuyordu. Aptal kız. Jason ı nasıl sevebiliyordu.
"Ekin!" Dolan gözlerle karşılaşmam çok uzun sürmedi ne yazık ki.
"Lütfen!" Her seferinde iyi niyetimi suistimal ediyordu. Emre abiye söz vermiştim ama yapmak zorundaydım. Değildim. Sadece istiyordum. Ona acıyordum.Şu zamana kadar yaptığım herşey ona acıdığım içindi zaten.Jason ın yanına doğru ilerledim. İki tokat attım ayıldı. Bunu helen akıl edememiş miydi?
"Ne oldu bana?"
"Çok konuşma jason. Çıkıyoruz buradan heleni koru." Hızlıca cama doğru yürümeye başladım. Üç kişiyle çıkış zor olacaktı.
Helen'
Nicholas elimi tutup hızlıca yürümeye başladı. Ekin önümüzdeydi. Elimi çektim. Bana baktı
"hızlan arkandan geliyorum" dediğimde kafasını salladı. Biraz durdum. Evden çıktığımızda bahçeye baktım. İki tane adam vardı kapının önünde. Çıkışta da iki tane daha. Kolay olabilirdi sanırım.
"helen!" Bağırtıyla karışık fısıldadı ekin.
"geliyorum" diye geçiştirdim. Nicholas benim önümde etrafına bakarak yürüyordu.
Silah sesleri duydum. Çok fazla. Ekin yoktu önümüzde. Ne!
Koşuyorken bir el tuttu beni. Nicholas.
"buradan çıkıcaksın özür dilerim helen seni seviyorum" dudaklarıma uzandı. Geri çekildim.
"Hadi" dedim. Güldü. Somurttum.
Bir hamlede kucağına aldı beni.
"Ne yapıyorsun!"
"Kafanı göğsüme göm ve sesini kes" bana hava hoş.
Nicholas hıphızlı koşuyordu. Hiçbirşey göremiyordum. Sadece duyuyordum. Silah sesleri. Ama başka yöne doğru. Bizi görmüyolardı. Burdan canlı çıkarsam ekini öpeceğim! Tabi hepimiz çıkarsa. Nicholas beni arabaya attı.
Sürücü koltuğuna bindi. Arabayı çalıştırdı.
"Ekin yok aptal!" Arabayı sürmeye devam etti.
"Nicholas ekin yo-" kafam koltuğa çarptı. Arabayı öyle ani durdurmuştu ki. Ekin bindi. Bir an bu ikisinin süperman olduğunu felan düşündüm. Daha fazla düşünemeden gözlerim kapandı. Yorucu bir gündü.
YORUM BEKLİYORUM. MESAJ DA OLUR. SİZCE NİCHOLAS HELENİ TEKRAR TERK EDECEK Mİ? EKİN HELENE AŞIK OLACAK MI? HELENİN BABASI DÖNECEK Mİ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
Teen FictionHep yalnız uyuyup, yalnız uyanınca Yalnız bitirip, yalnız başlayınca Yalnız boğulup, yalnız kurtulunca, içinde Hep yalnız kırılıp, yalnız onarınca Yalnız vurulup, yalnız kanayınca Yalnız arayıp, yalnız bulununca, içinde kaybolup gidiyorsun.