Gökhan türkmen-çatı katı
Saat sabahın dördü. Gec yatmış ve erken uyanmıştım. Dışarıda biraz dolaşmayı düşündüm. Fakat hoş karşılanmaya bilirdi vazgectim. Çabucak duşa girip çıktım.Valizime ilerledim. Beyaz mini elbisemi altına kahverengi sandaletlerimi giyip kahve saatimi taktım. Öylece oturdum yatağın üzerinde.
Ne yapacaktım? Bir yanım bu kadar takma diyor fakat bir yanım içten içe haykırıyordu.
Ben adeta ölüyordum fakat kimse hiç kimse görmüyordu. Nicholas. Onu arasamıydım.
Ben.. O beni öldürmek istemişti ama. Nasıl sevebilirim onu? Hayır helen.
Kendimle bu konuda savaşamayacağım. Telefonu çantamdan çıkardım. Uzunca bir süre nicholas ın numarasına baktım.
Jason mu demeliyim? Off.
Çalıyor. Lütfen aç nicholas. Yalvarırım. Ağlama helen. Ağlama.
"Efendim?" Donup kaldım sanki. Nich. Bu ekinin bana aldığı yeni numaraydı. O yüzden kim olduğumu bilmiyordu.
"Nicholas" sesimin güçlü çıkmasını istemiştim. Denedim.
"Ne var helen?" Öyle ağlıyordum ki. İçimden birşeyler kopuyordu sanki. Nich yapma lütfen. Hiç mi hatrım yok? Hiç mi sevgin yok?
"Görüşebilir miyiz?" Hangi cesaretle söyledim bunu. Beni öldürebilirdi.
"Nerede?"
"Ben oteldeyim. Buraya gelme ekin var. Ekinin beni götürdüğü eve gel" ne yapıyordum ben? Resmen öldürecekti beni.
"Tamam,çabuk ol" kapattı. Tekrar makyajımı düzeltip saçımı dağınık bırakıp çıktım. Bir taksi çağırıp evin adresini verdim. 15 dakika sonra evin önündeydik. Ekin çok kızacaktı. Parayı ödeyip taksiden indim. Evin önü boştu. Kapı her zamanki gibi aralıklıydı. Korkmuyordum artık.
Pat! Kapı kapanma sesi. Arkama baktım. Nicholas. Nicholas. Hiç değişmemiş.
"Nab-"
Konuşmasına izin vermeden sarıldım. İçime çektim özlediğim kokusunu. Ağlamaya başladım onun omzunda. Geri itti beni. Hayır hayır yapma.
Nicholas'tan
Helen karşımda eşyaları dağıtıp bağırıp duruyordu.
"Böylemiydi böylemi söz vermiştik nich? Dayanabilir miydin sen bana? Yanımda değilmiydin?" Sesi öyle acizdi ki. Onu böyle görmeye dayanamıyordum. Yere kapandı. O mükemmel renk tonundaki dolan gözleriyle baktı bana. İçim burkuldu.
"Dayanabilir miydin.." Ağlamalar.
"yalnızım nich. Babam yok kimse yok. Nich beni böyle bırakma. Beni böyle yaşatma." Eğildim. Elini tutup kaldırdım. Sarıldım ona. Kendi isteğimle. Ben ne yapmıştım helene? Karşımda bu kadar çaresizdi.
"Helen gidelim." Bana öyle bakma. Anlamıştı. Adamları çağırdığımı anlamıştı. Lütfen helen bakma öyle.
"Benden aldıkların neden benden fazla?" Ah helen.
"helen çabuk!" Geliceklerdi. Kolundan çektim. İtti.
"Git! Her zaman istediğin ölmem değil miydi? Git. Defol." Ağlatma beni. Seni bırakamam böyle. Ölemezsin helen. Geliceksin.
"Geliceksin benimle!"
"Neden çağırdın neden! Seni sadece görmek istiyordum neden!"
"Helen bana öyle bakma.."
Kapı açıldı. Siktir.
"Helen hanım bakıyorum da burayı çok sevdiniz,aferin jason"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
Teen FictionHep yalnız uyuyup, yalnız uyanınca Yalnız bitirip, yalnız başlayınca Yalnız boğulup, yalnız kurtulunca, içinde Hep yalnız kırılıp, yalnız onarınca Yalnız vurulup, yalnız kanayınca Yalnız arayıp, yalnız bulununca, içinde kaybolup gidiyorsun.