Kesit✨

354 25 1
                                    

....

Sahil kenarında yürümeye devam ettiler. Pamuk şekeri satan adam , parkta oynayan çocukların bağırışları, kuş cıvıltıları , şakalaşan gençler ve bunların hiçbirini duymayıp sadece  sevdiği adama odaklanan Ezgi.

Genç adam , Ezgi'ye yaptığı hatayı telafi etmeye çalışıyordu. Gönlünü almaya çalışıyordu.

Onu özlemişti, onunla vakit geçirmeyi özlemişti. 2 yıl boyunca hiç görmemiş, sesini bile duymamıştı.

Ama biliyordu ki , yanındaki küçük kız çocuğu değildi. Büyümüştü. Psikoloji bölümünü kazanmıştı.

Olgun bir kadına dönüşmüştü. Her şeye olgun bakan , ama duygularını ikinci plana yine de atamayan bir kadın olmuştu.

Yüzüne baktı dikkatlice. Göz altları morarmış ve gözleri şişmişti. Suratının solukluğunu kapatmak için makyaj yapmıştı. Dudakları çatlamıştı . Soğuktan diye düşünmüştü.

Alnında minik bir yara vardı. Sinir krizi geçirdiğinde başını yere vurduğu geldi aklına.

İçi acıdı genç adamın.

"Canı acımış mıdır?"

Diye düşünmeden edemedi.

Az ileride bir fotoğrafçı resimler çekiyordu.
Genç çiftlerin , çocukların , denizin , arkadaşların.

Ezgi ile bir resmi olsun istedi genç adam .

"Resim cekinelim mı Ezgi?"

Cenk'in sorduğu soru karşısında şaşırdı Ezgi. Böyle bir şey beklemiyordu genç adamdan. Cenk onunla, kendi rızasıyla resim çekinmek istemişti. Hayal diye düşündü.

"Cevap yok mu ?"

Yeniden soru yöneltmesi ile gerçek olduğunu anladı.

"Eee şey... Olur tamam"

Cenk tebessüm etti. O tebessüm edince , Ezgi de tebessüm etti. Onun tebessüm etmesi mutlu etmişti. Cenk ise onun şaşırınca bile ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordu.

"Merhaba , bu genç bayan ile sizin de resminizi cekmemi ister misiniz ?"

Fotoğrafçı bu genç çifte bayılmıştı, ne kadar uyumlu bir çift diye düşündü.

Çok yakışıyorlardı.

"Tabiki bizde tam çektirmeye geliyorduk" dedi Cenk gülümseyerek.

"Gülme bu kadar güzel" diye geçirdi içinden Ezgi. Ölüyordu bu adamın gülüşüne.

Bir sürü cekindikten sonra , banka oturdular ellerindeki resim ile.

Saçma sapan pozlarla dalga geçip gülüyorlardı.

Bir resimde , Ezgi Cenk'in yanaklarını sıkıyordu.

"Şuna bak Cenk... Aman Allah'ım... Ne kadar da işkence çeker gibi çıkmışsın" dedi. Ve kahkhasına devam etti.

Bu sefer Cenk " bu kadar güzel gülme" diye içinden geçirdi. Bu kadının gülüşü ona çok güzel geliyordu.
Aklına gelen bir şey ile "Ezgi aklıma ne geldi ?"

Ezgi merakla "ne geldi ?" Diye sordu.

"Bir dergi için , fotoğraf çekimi var. Gelinlik ve damatlık çekimi. Başvursak mı ?"

Ezgi gelen bu teklife şok olmuştu. O gelinlik giyecekti , Cenk ise damatlık !

"Bilmem ki.. Becerebilir miyiz?"

Cenk güldü onun bu haline.

"Bizim neyimiz eksik? Sen çok güzelsin , ee benim de giderim var"

Ezgi suratını buruşturdu,"giderim var ne ya ? Ergen misin sen ?"

Cenk onun bu sorusuna şaşırsa da , "ne ergeni kızım ? 22 yaşında bir avukatım ben "

Ezgi onun bu haline güldü. Alınmıştı.

"Pabucumun avukatı"

Cenk onun bu çocuksu hallerini seviyordu. İçindeki çocuğu uyandırıyordu. Yıllar önce uyuyup , uyanmayan.

"Kabul ediyor musun ?"

Ezgi düşündü, "tabiki neden olmasın?"

Belki her şeyin başlangıcı olabilirdi. Belki her şey bitti diye sanarken bu onlara bir umut olabilirdi.

Belki bir aşk bu çekimle başlayabilir, ve mutlu bir masala dönüşebilirdi.

Belki pamuk prenses hiç o elmayı yemez , kurt kırmızı başlıklı kızın ninesini yemek istemezdi.

Belki kül kedisi bal kabağına hiç ihtiyaç duymadan sevdiğine kavuşurdu.

Ama belki. Bir ihtimal.

İşleri şansa kalmıştı , bu iki gencin.

Şans onlardan yana olur muydu ? Bu sefer Ezgi'nin yüreği aşktan çarpar mıydı ?

...

PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin