Olan bunca şeyden sonra , 1 hafta geçmişti. Bu bir hafta boyunca , herkes Ezgi'nin üstüne titremiş gönlünü almak istemişti.
Cenk defalarca aramış , Ezgi hiçbir şekilde açmamıştı telefonu.
Bu süre zarfında , Volkan ile kalmıştı. Çağrı ise sevgilisinden ayrılmış, hiçbir zaman yalnız bırakmamıştı.
İrem , Ezgi'ye verdiği değerden kaynaklı olaraktan , Ece'ye nefreti daha da büyümüştü.
İrem'in annesi , Handan Hanım ise genç kızın durumuna üzülüyordu. Ezgi çok saygılı ve güleç yüzlüydü. Abisi Burak'ın ölümünden sonra iyice yıkılmıştı. Ezgi abisinin mezarını bilmiyordu. Bilenler ise söylemiyordu. Bu Ezgi'nin canını daha da yakıyordu.
Handan Hanım'ın eşi, İrem küçük yaşta iken vefat etmişti. Handan Hanım eşiyle kaçarak evlenmişti, sığınacak bir ailesi bile yoktu.
Kızına nasıl bakacağını bilmediğinden, hayat kadınlığı yapmıştı yıllarca. En sonunda , patronu Halil ,İrem'i de bu meslekte görmek istediğini söyleyince işi bırakmıştı.
Mahallede herkes ona hakaret ederken , onun tek düşündüğü şey kızıydı.
Ruhunu satmıştı kızı için. Onca erkeğin altında yatmıştı. Kimse ona iş vermemişti zamanında. Güzel bir işe girmek istemişti zamanında. Ama adamın ahlaksız teklifi yüzünden , bu şekilde hayatta kalamayacağını anlamıştı.
Ezgi ve ailesi , Volkan ve Çağrı hep destek olmuştu Handan Hanım'a. İkinci anneleri gibi görüyorlardı.
Ezgi , İrem'e "kara kara ne düşünüyorsun böyle ? Daldın gitti." Diye takıldı.
İrem ," babam yaşasa nasıl olurdu ? Diye düşünüyorum" dedi dudağını büzerek.
Ezgi İrem'i anlıyordu. Ama Allah'tan onun babası ölmüş ,bundan dolayı baba sevgisini bilmiyordu.
Kendisi ise babası yaşarken öldürmüştü onu içinde. Hayal meyal hatırlıyordu Ezgi , İrem'in babası Haluk Bey'i. Çok iyi bir adamdı. Ezgi'ye hep çikolata alır verirdi.
"Baban seni çok seviyordu İrem. Yaşasa umarım ki her şey çok farklı olurdu"
İrem biliyordu babasının onu sevdiğini. 7 yaşına kadar bunu çok iyi anlamıştı. O kör kurşun babasına isabet etmese , kesinlikle mutlu olacaklarını da biliyordu.
"Babam yaşasa senin babanı dayak manyağı yapardı Ezgi. "
Ezgi , İrem'in bu dediğine içten bir şekilde güldü.
" Ona eminim , bence fena olmazdı" iki genç kız kahkahalar ile güldüler. Ölen babasını yaşattılar.
Handan Hanım bu iki kızın gülüşüne güldü. Yanağına sulu bir öpücük konduran Volkan'a baktı , "yemekte ne var Handan Sultan"
Handan Hanım bu gencin , deli dolu hareketlerine bayılıyordu.
" Hamsili pilav"
Volkan ağzının suyu akmış gibi hareket ediyordu.
"En sevdiğim yemek be!" Diye sevinç çığlıkları attı.
"Ne oldu lan ne bağırıyorsun anasını satayım!?" Diye söylendi Çağrı.
"Yemekte hamsili pilav varmış lan!" Ezgi arkadaşının bu haline güldü.
"İyiki" diye geçirdi içinden. "İyiki benim dostlarımsınız!"
...
"Volkan al şu çorabını ya! Kaç yıldan beri yıkanmıyor bu ! Küflenecek artık!"
"Ezgi ne alakası var , mis gibi kokuyor işte" diyerek çorabını kokladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
Romance"Ne bakıyorsun öyle ? İlk defa mı erkek gördün hayatında?" diye sordu. O soru o an hiç beynime ulaşamadı. Gözlerim büyülenmiş gibi kitlendi o harika ötesi gözlerine. İçimden bir şey koptu hissettim. Canım acıyacaktı sanki de yer hazırlıyor gibiydi...