15.Bölüm

178 12 0
                                    

Her şey bitti dendiği an aslında yeniden başlarmış. Hayat bazen acımasız değil her daim acımasız olurmuş. Biri mutluyken başkaları olamazmış.

Kader Ezgi'den yana olmuştu bu defa. Peki ya Ece ? Belki masum değildi. Ama bu kadarını haketmiş miydi?

Ece geçirdi içinden ...

"Hayatımı mahvettin Kenan Bey ! Sanıyor musun ki seni rahat bırakacağım"

Aileden bir kişinin hatası herkesin acı çekmesine sebep olurdu.

Kenan Bey yıllar önce yapmıştı o hatayı. Kendi evlatları için , bir evladı ailesiz bırakmıştı.

Katil olmuştu!

Can almıştı. Hakkı olmadan , iki canı çalmıştı.

Ece ile böyle kesişmişti yolları. Ona sahip çıkmıştır Kenan Bey. Ama her şey masum kalmazdı.

Gece karardığında sokaklar ıssızlaşır , bazıları için korkulacak yer haline gelirdi.

Hava soğuktu Ece için. Yaz gününde üşüyordu. Kanı donuyordu. Cenk'in onu sürüklemesi aklından çıkmıyordu.

"Sen bittin Kenan Bey!"

"Seni geçmişinde boğacağım!"

"Senin ve ailenin azraili olacağım.."

..ve..

Hayat yine yapmıştı yapacağını. Kimse mutlu olmayacaktı. Belki de acı insana en tanıdık gelen duygudur. Kim bilir !?

_____

Ece gün geçtikçe öfkesine hakim olamıyordu.

Cenk'e olan öfkesi dinmek bilmezken , her şeyi Kenan Beyden dolayı olduğunu bilerekten de intikam ateşi ile kavruluyordu.

Burak ölmemişti. Oysa onun ölmesini her daim istemişti. Sırf ailesi acı çeksin diye... Hiç sevmemişti Burak'ı , ama herkes öyle sanmıştı...

Hemen hazırlandı. Hepsinin karşısına çıkacaktı tek tek ..

..ama..

İlk Kenan Bey ile yüzleşecek ona korku verecekti. En güçlü duyguydu korku.

Kenan Bey'e "acil konuşmamız gerek" tarzında bir mesaj atıp , her zaman görüştükleri parka gitti.

Yaklaşık yarım saat sonra Kenan Bey gözüktü.

Uzaktan bakıldığında , babacan gibiydi. Ama yakından ve tanındığında acımasız bir katildi.

"Ece , sorun ne ? Ezgi duysa bu sefer ikimizi de mahveder!"

"Size bazı şeyleri hatırlatmaya geldim Kenan amca. Unuttunuz sanırım beni ailesiz bıraktınız. Ailemin katilisiniz. Ve bu suçu bir şekilde Burak'ın üstüne atıp benimle onu öldürme planı yapıp sakladınız. Bu durumla ilgili ifade verirsem , Burak içeri girer. Bunu istemezsiniz değil mi ?"

"Ne istiyorsun Ece ? Benimle açık konuş !"

"Beni eve götürecek , Ezgi'ye meydan okuyacaksınız. Aksi takdirde , ben sizle çok fena uğraşacağım. Unuttuğunuz şeyleri size hatırlatmak istedim. Çünkü hayatta her şey değişir ama gerçekler her daim aynı kalır ! Geçmiş mazide kalmaz Kenan amca. Geleceğe de yansır !"

Ece'nin hayatını mahveden Kenan Bey de miydi suç , yoksa Kenan Bey yüzünden kafayı çocuklarına takıp ondan intikam almak isteyen Ece de mi ?

Burası muamma lakin yolları bir şekilde kesişmişti.

Öyle ya da böyle Ece alacaktı intikamını.

Genç kız , ailesini öldüren bu adamın yüzüne baktı. Evlatlarını sevdiğini , sevgisini gösteremediğini biliyordu.

Ece'nin tehtidleri bitmezdi.

Sevgi göstermeyeceksiniz diye kaç kez tehtid etmişti bu adamı.

"Benim görmediğim sevgiyi senin çocukların da tadamaz anladın mı beni ? O aile ortamı olmayacak onlara! Aksi takdirde hayatınızı zindan ederim size!"

Dün gibi hatırlıyordu Kenan o sözleri. Gizlice çekilen Ezgi'nin resimleri geldi aklına. Sonra arkasındaki not belirdi bir an da gözlerinin önünde.

"Kızın da pek güzel... Ne dersin yakışır mıyız ?"

Ece her daim büyük oynayan bir kızdı. Bu sefer Burak ile tehtid ediyordu onu. Biricik oğlu ile. Dolaylı yoldan Ezgi'ye de çıkıyordu bu yol. Ezgi'ye meydan okusun istiyordu.

Kenan , kızını üzmek istemiyordu. Ama yapacağı başka bir şey yoktu. Bu kızın bir açığı yoktu elinde. Ama artık bulmak zorundaydı.

"Peki. Dediğin gibi olsun" diyebildi sadece Kenan. Kabul etmişti ama şimdilik...

Kalktı banktan ve yürümeye başladı.

"Çok kısa bir süre sonra Ece sen yalvarırcaksın bana! Mutlaka senin hakkında da bir şey vardır!"

Ece bunu da kazanmanın sevinciyle , çantasından sigarasını çıkardı. Yakıp usulca çekti içine...

Hayat intikamdan ibaret miydi , bilinmez. Ama tek intikam almak isteyen kesinlikle Ece değildi.

Ece kendisini uzaktan izleyenden habersiz keyif sigarasını içiyordu.

Ama o sigara dumanında çok yakın zamanda boğulacaktı.

Adam kağıda bir not yazdı.

"Geri döndüm - Gölge."

Gözüne kestirdiği çocuğa, Ece'yi göstererek yolladı yanına.

Ece yanında gelen çocuğa anlamsız bir şekilde bakıp elinden kağıdı aldı.

Ece keyif sigarasını içiyordu. Bugünkü sigara her şeyden daha önemliydi.

Yanına yaklaşan çocuğu gördü. 5-6 yaşlarında bir erkek çocuğuydu.

"Abla bunu sana bir abi yolladı" deyip hemen parka koştu. Oyun oynamaya devam etti.

Ece ilk elindeki katlı kağıda baktı. Daha sonra ise etrafta tanıdık bir yüz aradı ama kimse yoktu.

Kağıdı açtığında gördüğü not karşısında dili tutuldu. Kanı dondu.

Sanki zaman durmuştu.

Ece korkuyordu , izliyorsa anlamasın diye dua ediyordu.

Ayağa kalktı umursamaz bir tavırla. Kağıdı yırttı ve fırlattı.

Korkmuyorum , demeye çalıştı.

Ama korkuyordu.

Uzaktan baktığında bile korktuğunu anlamıştı adam. Elindeki kağıdı yırtıp atsa bile , eve gidip kendisini hapsedeceğini biliyordu. "Asıl sürpriz evde zaten Ece. Kaç bakalım!" Diye geçirdi içinden.

Hayat yorar insanı. Bazen hiç olmadık anda , bazen ise her zaman.

Peki savaşılır mı bu yorgunlukta bilinmez.

Gölge yeminliydi. Savaşacak, bu sefer Ece'yi öldürmeden gitmeyecekti.

.....

Bir bölümün daha sonuna geldik. Kitap yavaştan heyecanlanmaya başladı bence , ya sizce ? Aktif okuyucu sayımız düşse de benim için okuyan herkes çok değerli ❤️

Beğenmeyi unutmayın ! Sağlıcakla kalın 😌

PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin