3.0 : Masumiyet

71 7 6
                                    

Zeynep'ten

Kuruma geldiğimizde biz içeri girdikten sonra Uğur ve Ekin de geldiler. Dışarıda olduklarını bilmediğim için ilk başta şaşırdım. İkisinin de gülümsemesi beni daha çok şaşırtırken Uğur Ekin'e yardımcı olduktan sonra kendisi de oturdu.

"Ekin de bizle geliyor."

"Nereye?" dedim bir anda hiçbir şey anlamayarak.

"İzmir'e." diye cevap verdi Uğur.

"Zaten gelmiyor muydu?" diye soran Resûl oldu.

"Naz yapıyordu biraz diyelim." diye cevapladı Uğur.

Sonra Ekin ona bakıp güldü.

"Naz değildi..." dedi sonra.

"Ben de ikna ettim işte." dedi Uğur da gülerek.

Merakla kaşlarımı çattım ama onların bu pozitif havası benim de gülümsememi sağlamıştı.

"Ne yaptın da ikna ettin pardon?"

Herkes o ikisinin imalı konuşmasından bir şey anlamadığı için sorular sıralıyordu. Bunu soran da Engin'di.

Uğur "Söyleyeyim mi Ekin?" diyerek Ekin'den onay aldıktan sonra bize döndü.

"Biz... Aslında bir dakika ya, biz neyiz ki şimdi Ekin?" demesiyle ben olanları anlayarak güldüm. Resûl ben gülünce bana döndü ve ne olduğunu sorgular gibi baktı.

"Nasıl yani? Anlamadın mı?" Olumsuz anlamda başını salladı. Koluna sarılırken cevapladım.

"Onlar açıklıyorlar işte, anlarsın şimdi."

Sonra Ekin de Uğur'a güldükten sonra bize döndü.

"Biz sevgiliyiz." dedi direk ve Uğur ona şaşkınlıkla baktı.

"Aslında evlenmeyi düşünüyoruz." dedi Uğur da.

Deniz de gülümseyince bir an birbirimize baktık. Çok içten bir bakışma olmuştu ve sonra Resûl ayağa kalkacağı zaman onun kolunu bıraktım ve ben de kalktım. Resûl Uğur'a sarılırken ben de Ekin'e sarıldım.

"Hayırlı olsun kuzum... Çok sevindim sizin için."

"Teşekkür ederim..." diyerek gülümsedi ve sonra Deniz de sarıldı.

...

Tek katlı tatlı bir evin önüne gelmiştik ve kapıyı çalmadan önce Resûl'e döndüm.

"Hazır mısın?" diye sordum, yavaşça başını salladı. Yüzündeki hüzünlü ifadeyi görünce onu rahatlatmak için elimi yüzüne götürdüm. Yanağını okşadım.

"Üzülme... Emin ol o burada çok mutlu."

"Biliyorum." dedi başını sallayarak ve onu rahatlatmak için gülümsedikten sonra kapıyı tıklattım. Biraz sonra bir kadın açtı kapıyı. Onların dilinde kim olduğumuzu açıkladım ve sonra kadın girmemize izin verince Resûl'ün elinden tutarak içeriye girdim. Küçük bir odaya girdiğimizde oradaki beşiği görmemle mutlulukla baktım Resûl'e. Ama o oldukça duygusaldı bu konuda. Gözleri dolmaya oldukça müsaitti.

Bana baktıktan sonra yavaş yavaş yaklaştı bebeğe. Annesinden izin istedikten sonra ürkek bir şekilde kucakladı. Sonra bana baktı hislerini anlatmak ister gibi, gülümsedim ona. Sonra yanına yaklaştım ve bebeğin minik yüzünü okşadım. Resûl'ün titrediğinin de farkındaydım. Bu o kadar güzel bir duyguydu ki... Karşımdaki adam masumiyetin, mükemmelliğin vücut bulmuş hâli gibiydi. Onun o kaslı kollarının arasında minicik kalan bebekle de oldukça tatlı duruyorlardı.

SOLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin