|6 × THE BLACK SHEEP|

1.9K 174 36
                                    

Bölüm Şarkısı;
Survivor - 2WEI

"-...vazgeçmeyeceğim. Hayatta kalacağım ve hayatta kalmaya devam edeceğim."

×××

×××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×××

"Aklınızı mı kaçırdınız, ne demek öylece gitti?!"

Eric Brunella'nın bitmek bilmeyen siniri her geçen saniye daha da artıyordu. Geniş salonun içinde dönüp dururken, çaresizce oturan kızına ve sinirle bir köşede bekleyen oğluna baktı.

"Gitmesine nasıl izin verdin?" diyerek sessizliğini bozdu Leonardo, gözlerini ablasına sabitlerken.

Aceline açıkça utanıyordu. "Bir anda oldu- her şeyini topladı ve gitti. Durduramadım bile." diye kekeledi. "Ben- ben ne yapacağımı bilemedim. Durduramadım-"

"Neden saraya haber yollamadın? Ne zaman söylemeyi umuyordun?"

"Yollayacaktım ama çok hızlı oldu..."

"Tek bir not göndermek ne kadar zor olabilir!"

"Ablana bağırıp durma, yeter." Aceline'ın bocaladığını gören Eric, sıkkınlık ile aldığı nefesi geri verdi. Bir eli belinde diğeri ise başında dolanmaya devam etti. "Bu kız beni öldürecek, benim sonum olacak. En sonunda yaşlı kalbim buna dayanamayacak..."

"Sana Fransa'ya gittiğini mi söyledi?" diye sordu Leonardo. Ellerini sıkarak sakin kalmaya çalışıyor fakat anlayamadığı ve endişelendiği için pek de başarılı bir tutum sergileyemiyordu. "Başka bir şey dedi mi?"

"Annemin yanına gittiğini söyledi."

"Ne yapmaya çalışıyor, ah Tanrım... Nefes alamıyorum." diyerek en yakınındaki koltuğa oturdu Eric. "Hangi parayla, hangi gemiyle gidecek. Ya başına bir şey gelirse..."

"Henüz ülkeden çıkmış olamaz, gerekirse bütün limanları dolaşırım." diyerek ceketini giymek üzere kapıya yöneldi, Leo.

"Anna zeki kızdır. Güçlüdür de. Sakin olun, lütfen." dedikten sonra babasının yanına çöktü Aceline ve yaşlı adamın bileklerini ovalamaya başladı. "Çok özür dilerim- böyle olsun istemedim. Durduramadım, o an hiçbir şey yapamadım-"

Leonardo Brunella, babasını ve ablasını geride bırakarak, bir saniye bile beklemeden veya düşünmeden çıktı. Atına atladı, bahçe kapısının açılması emrini verdi ve ne soğuk hava ne de delirtici karanlık umurunda olmaksızın hızla sürmeye başladı.

Anna'nın üzerinde büyük bir sorumluluğu vardı oğlanın, aralarındaki az yaş farkı da yıllar boyunca birbirlerinin en yakın arkadaşı olmalarını sağlamıştı. Ona gelecek herhangi bir zararı önlemek adına yapmayacağı şey yoktu. Anna onun her şeyi gibiydi; her kötülükten korumaya çalışıyor, gözü gibi bakıyor ve üzerine titriyordu. Gerekirse bütün ülkeyi baştan sona at üstünde gezebilirdi onu bulmak için. Hatta Fransa'ya bile onun peşinden gitmeye hazırdı.

Tacın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin