|14 × SWEET BLOOD|

1.6K 132 80
                                    

Bölüm şarkısı;
Hozier - Angel Of Small Death

"Kötüye kullanılma ve sevgi arasında gidip geliyorum. Yalnızlık ya da olabileceğim kendim yok artık. (...) Onun tatlı nefesiyle, ve sözleri oldukça kaba. Hasır sarısı saçlarıyla, kolları zor ve zayıf. Kodein sahnesinin ve küçük ölümün meleği o."

×××

Eğlencenin ertesi sabahı herkes monoton hayatına devam ediyordu. Günlük ve rutin işlerini yapmak için bütün saray kollarını sıvarken, sadece tek bir kişi yas tutuyor ve alışılmışın dışında bir şey yapıyordu; Maria Eva Clout.

Kendisi için hazırlanan araba sarayın kapılarında beklerken, Maria hüzünlü gözlerle odasının penceresinden bahçeye bakıyor ve bütün gece ağlamış olmanın yaydığı ağırlık ile mücadele etmeye çalışıyordu. Gece boyunca odasından işitmiş olduğu eğlence sesleri zaten uyumasını imkânsız bir hâle sokarken, art arda gelmiş olan ağlama krizleri eğlence bittiğinde bile uyumasını engellemişti. Bugün onun için yas günüydü. Eski hayatını toprağın altına gömüyordu. Yepyeni fakat hiç olmadığı kadar karanlık bir gelecek onu bekliyordu.

"Sandıklar arabalara yüklendi, majesteleri."

Nedimelerinden birinin sesi ile sıyrıldı düşüncelerinden ve arkasını dönerek başını dik tutmaya çalıştı.

"Teşekkür ederim, Elizabeth."

Kral Edward yine her zamanki gibi cömert davranmış ve Maria'nın yanına nedimelerinden bazılarını almasına izin vermişti. Fakat ne yazık ki Elizabeth onlardan biri değildi. Ve uzun bir süredir hizmet ettiği kraliçesinden ayrılmak, genç kızı umduğundan daha sert etkiliyordu.

"En sevdiniz eşarbınızı da sandıklardan birine koydum majesteleri. Yağmur yağarken bahçeye çıktığınızda onu takmayı sevdiğinizi biliyorum." dedi Elizabeth burnunu çekerken.

Kızın bu hâli Maria'nın içindeki burukluğu daha da yayıyordu. "Neden ağlıyorsun?" diye sordu genç kıza bir adım yaklaşırken. Ve yüzüne nazik bir tebessüm takındı. "Sonsuza dek gitmiyorum, elbet bir gün geri döneceğim."

"Elbette majesteleri, ben sadece..." dedi kız ve bir kez daha çekti burnunu. "Siz olmadan bu saray eskisi gibi olmayacak." dedi kırmızılaşmış gözlerini kaçırırken.

"Bu yüzden ben gelene kadar her şey ile dört dörtlük ilgilenmenizi istiyorum." derken başını hâlâ dik tutuyordu Maria. "Geri döndüğümde kurduğum düzen kaldığı yerden devam etmeli. Anlaştık mı?"

Elizabeth başını salladı ve sertçe yutkunarak dolmuş olan gözlerini sildi. "Emredersiniz, majesteleri."

Maria bir kez daha gülümsedi ve kızın yanağını elleri arasına alarak gözyaşlarını sildi. Ne kadar da şanslıyım, diye geçirdi nedimesine bakarken. Beni kocamdan daha çok seven hizmetkârlara sahibim...

Tacın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin