|17 × DUST & GOLD|

1.6K 134 54
                                    

Bölüm şarkısı;
Fleurie - Hurricane

"Kalbini hissedebiliyorum, havada asılı kalmış. Kemiklerine kadar gömülmüş, kapalı da olsalar gözlerinde görebiliyorum. (...) Tekrar parçalara ayrılıyor olsam da, seni içeri almak adına acılar çekiyorum. (...) Bir kasırga gibi geliyor. Gökyüzü senin teninde kırmızıya dönüyor. Bildiğimiz dünya rüzgâra karışıyor. (...) Bildiğimiz tek şey bu; kasırga."

×××

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

×××

İngiltere'deki gelişmeler bir kasırga gibi bütün Avrupa'ya yayılırken, Fransa'da da konuşmalar durmuyordu. Her ağızdan başka bir ses çıkıyordu; fırtına misali koca bir fikir ayrılığı hâkimdi ülkeye. Bazıları Fransız bir ailenin, İngiltere'nin tahtına ortak olmasına seviniyordu. Yıllar süren yıkıcı bir savaşın sonunda tekrarlanmaması için atılmış muazzam bir adım niteliği taşıyordu. Fakat bazıları ise bu duruma öfkeyle bakıyordu. Zaten vatan hainliği suçlamaları ile yüz yüze gelmiş bir ailenin korkakça kaçıp, köklerini düşman toprağına sarması bazı insanları sinirlendirmişti. Brunella isminden nefretle bahsediyorlardı.

Fransa Kralı da bu durumdan memnun değildi elbette. Daha haftalar önce Brunella ailesini vatan haini ilan etmek üzereydi. Fakat karısı Joan Claude yüzünden ilan etmemişti. Kraliçe, kocasını sakinleştirmiş ve aileyi vatan haini ilan etmenin İngiltere'yi kendi üstlerine püskürtmeleri demek olduğunu söylemişti. Zaten Fransa hâlâ geçmiş savaşın etkisinden çıkamamıştı; Krallık ne gelişebiliyor ne de elindekileri tutabiliyordu. Her geçen gün bir adım daha geri giden Fransa, böyle devam ederse tamamen düşecek ve yerle bir olacaktı.

"Ne yapmamı istiyorsun?" diye sordu Kral Louis karısına. Genç adam öfkeliydi ve bir ejderha gibi öfkesini kusuyordu. "Daha ne kadar sessiz kalabilirim, artık konuşma vakti gelmedi mi!"

"Sakinliğini korumaya devam et, sevgilim." dedi Kraliçe Joan. Oturduğu yerden, sinirden bir oraya bir buraya giden kocasını gözleri ile takip ediyordu. "İlk adımı atması gereken biz değiliz, bunu biliyorsun. İngiltere Kralı yanına eş olarak Fransız bir kızı almak istiyorsa, ilk adımı atmayı da göze alacak. Biz ise tamamen bu ilk adımın mesajına göre hareket edeceğiz."

"Brunella ailesi bir vatan haini! Onları yanına almak demek bize karşı gelmek demek... Bu da savaş demek!"

"Hayır sevgilim, bu birçok anlama gelebilir. Öfkene yenik düşme, sen bir kralsın. Öfkenle değil aklınla hareket et."

Louis burnundan soluduğu nefreti def etmeye çalışıyordu. Ellerini sıkıyor ve gözlerini kapatarak kendine sakin kalması gerektiğini emrediyordu fakat o kadar sinirliydi ki, kağıt alıp savaş ilan etmemek için kendini zor tutuyordu âdeta. Joan ise bundan haberdardı. Kocasını uzun bir zamandır tanıyordu ve olacaklar kadını korkutuyordu. Daha doğrusu, eğer kocasını dizginlemezse adamın yapabileceklerinden korkuyordu.

Tacın LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin