8.BÖLÜM

38.5K 2.7K 474
                                    

TİMUR

İnsanı mutlu eden şey neydi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsanı mutlu eden şey neydi?

Zenginlik mi?

Lüks bir yaşam mı?

Her dediğinin yapılması mı?

Gittiğin her yerde sana saygı duyulması mı?

Bu saydıklarımın hepsi kimi insanlar için mutlu olma sebebi olsa da benim için değildi...

Son bir aydır anlamıştım ki benim için mutluluk bunlardan hiç biri değildi.

Mutluluk benim için sevdiğim kadını uzaktan görmekti.Esen rüzgara kokusunu getirsin diye dilenmekti.Acı çektiğini hissettiğim vakit yüreğime ağırlık çökmesiydi.Mutluluk;onsuz geçen her bir günde ruhumun acıması ama onu görmenin bilinciyle tekrar iyileşmesiydi.

Özlem ise bambaşka bir boyuta ulaşmıştı...

Canım yanıyordu.Öyle hasret kalmıştım ki yüzüne her mevsim üşüyordum sanki.Gözlerim onu arıyordu her yerde.Sofra başında yemek yerken aklıma düştüğünde yutkunamıyordum.İnsan özlemeyi sever miydi?Ben özlemeyi bile sever hale gelmiştim.

Fakat sevmenin en güzel yanı özlemek,beklemek değil miydi?

Derin bir nefes aldım ve bir kez daha doğan güneşi misafir etmek için sessizce bekledim.İşte yine tüm kızıllığı ile tekrar doğuyordu.İnsanların neler çektiğini bilmeden hemde.Kapkara olan içime inat gözümü alıyordu rengi.Vurdum duymadan göğe yükseliyordu santim santim...

Yirmi dokuz gün...

Tam yirmi dokuz gün...

Koskaca ,bir türlü geçmek nedir bilmeyen yirmi dokuz gün olmuştu onu görmeyeli.Her sabah görmek için can attığım ama gururuma yediremeyip gidemediğim günler nihayet bugün sona erecekti.Ermek zorundaydı yoksa kafayı yiyecektim.

Yataktan kalktım ve bir an evvel giyinmek için dolabı açıp elime ilk gelenleri askıdan çıkardım.Şu an çok erkendi...Evet erkendi ama onu işe gitmeden yakalayıp konuşmanın tek yolu buydu.Ona anlatacaktım her şeyi.Hissettiğim ne varsa bir bir anlatacak,dinlemezse de zorla dinlemesini sağlayacaktım.

Gömleğin düğmelerini iliklerken,hiç beklemeden kapıyı açıp dışarı çıktım.Yukarı merdivenlerden inen annemi görmemiştim.Ta ki sesini duyana kadar.

''Nereye oğul sabah sabah''

Birden arkamı döndüm ve onu elinde tesbihi ile durmuş bana garip garip bakarken gördüm.

''İşim var anne''dedim gülümseyerek.

''Oğlum bu saate ne işi''demiş ve birden kaşlarını çatarak merdivenlerden hızla inip yanıma gelmişti.

''Kötü bir şey mi var?Biri bir şey mi söyledi oğlum''

Kadının gözleri dolmuştu resmen.Sımsıkı sarılıp mis gibi kokusunu içime çektim.

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin