6.BÖLÜM

38.2K 2.7K 386
                                    

Feride

Burnuma gelen toprak kokusuyla gözlerimi açıp,üzerime örttüğüm çarşafı boynuma kadar çektim ve dakikalar sonra tekrar gözlerimi kapadım.

Üşümüştüm...

Hem de bu sıcakta...

Geceleri serin olurdu ama bu serinlik fazlaydı.Sanki yağmur yağmış da serinlik her yeri esir almıştı.

Kapanmış gözlerim anından açıldı ve çarşafı üstümden attığım gibi divanda doğruldum.

Yağmur mu yağmıştı?

Ayağa kalkıp cama doğru ilerlerdim.Yağmurun yağıp yağmadığını sokak lambasının şavkında cama vurmuş yağmur damlalarına bakarak anlamıştım lakin yine de gözümle görmeliydim.

Bu mevsimde yağmur nimetti..

Bu mevsimde yağmur bereketti...

Bu mevsimde yağmur mutluluktu...

Kapalı olan diğer camı açıp burnuma gelen toprak kokusunu bir kez daha ciğerlerime çektim.Ah...Nede güzel kokuyordu.Aylar sonra bir birlerine kavuşan sevgili gibi kurak topraklar yağmurla buluşmuş,hasret gideriyordu.

Öyle güzel yağıyordu ki usul usul,kimseyi korkutmadan,insanları zora sokmadan...Damda yatanlara hadi kalkın ben geldim toparlanın diyordu sanki...

Yağan yağmur sanki bedenimi ve ruhumu tüm kirlerinden arındırmıştı.Öyle rahat,öyle mutlu,öyle huzurla dolmuştum ki utanmasam çıkıp yağmur altın da bekler Rabbime sabaha kadar şükürlerimi sunardım.

Bir kez daha doğanın muhteşem kokusunu içime çektim.Sonra da camı kapatıp gülümseyerek yattığım divana uzandım.Gülümsüyordum çünkü bereket yağmıştı.Mutluydum çünkü yarın tarlaya gitmeyecektim...

Ekmek paramı kazandığım işi yapmayı çok seviyordum.Sonuçta ben karnımı oradan kazandığım parayla doyuruyor,düzenimi o parayla kuruyordum.Lakin inkar edemeyeceğim bir şey varsa oda yorgunluğumdu.

Yorulmuştum...

Yıllarca dur durak bilmeden çalışmaktan,her gün eve geldiğimde yarın ne olur diye düşünmekten,geçim derdinden,bakışlardan,işittiğim sözlerden,anne olamadığım için yarım gözüyle bakılmaktan yorulmuştum...

Bir günde olsa dinlenmek belki iyi gelirdi...Hemen yarın için kafamda plan yapmaya başladım.Önceliğim erken kalkıp ekmek yapmak olacaktı.Sonrada güzel bir kahvaltı.Hatta kim bilir dün yapmaya heveslendiğim keki bile yapabilirdim.Sonra da yaptığım kekten bir kaba koyar Dila'ya giderdim...

Evet...Yarın kısmetse aklımdakilerin hepsini yapacaktım.Suratımda ki gülümsemeyle tekrar gözlerimi kapayıp kendimi uykunun karanlık kollarına bıraktım.Ne zaman uyumuştum haberim bile yoktu.Ta ki sabah horozun ötme sesini duyana kadar.

******

Uykusuzluk hiç bu kadar tatlı gelmemişti bana.Gözlerimin içine binlerce iğne saplanıyormuş gibi hissetsem de bundan hiç şikayetçi değildim.Çünkü bugün uzun zaman sonra plan yapmış ve kendime zaman ayırmıştım.

Sabahın erken saatlerinde kalkıp hamur yoğurmuş,mayalanmasını beklerken de tandırı yakıp közlenmesini beklemiştim.Bu sırada tavuklara yem verip,yumurtalarını toplamıştım.Kek için yeterli malzemem vardı tek eksiğim fırındı.Onu da ekmek yaptıktan sonra bir kaç sıcak ekmekle  beraber gidip komşudan isteyecektim.,

Neyse ki ekmek yapmak çok uzun sürmemişti.Tandıra düşmemesi için özenle yapıştırdığım ekmeklerim nar gibi kızarmıştı.

Pişmesini beklerken açlıktan kazınan midemi yatıştırsın diye sıcak sıcak bir kaç lokma yediğim için kendimi tok hissediyordum.Bu yüzden ilk iş olarak soluğu yan komşu Fatma ablanın kapısında aldım.Elimde üç ekmekle demir kapısına vurup beklemeye başladım.Saat sekizi çoktan geçmişti.

FERİDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin