Merhaba değerli okurlarım.Şimdi diyeceksiniz ki bu açıklama neden başta.Hbaştaanlatayım.Bildiginiz gibi hikaye yazarken Word kullanılıyorum.Sabah yazmak için bilgisayarı açtığımda bir de ne göreyim malesef ekran açılmıyor.Ben de teknoloji özürlü olduğum için hic bir sey yapamadım🙈😔Telefondan tekrar bolüm yazdımFEyazdımdurdu.Ne yazdığımı ben bile anlamadim.Ellerim tutmuyor diyebilirim size ve moralimin bozuk olduğundan hic bahsetmiyorum.Bunun icin değil yanliş anlaşılmasın lütfen.Emek verdigim duzenlemerim o dosyadaydi.Inşllah açılır canlarım yaa🤲🤲🤲O yüzden hatalarim varsa affola.Bu sefer böyle idare edelim..Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım.Herkesten özür dilerim bu arada.Eger ki bu azizlige uğramasaydım öğle bölüm gelecekti ama olmadı işte...
FERİDE
Geniş odanın kapısın da dikilmiş,gülmekten akan göz yaşlarımı ellerimle silip,kendime gelmeye çalışıyordum.Hayatım da hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyordum.Öyle ki gözlerimden yaş gelmiş,karın kaslarım ağrımıştı.Son halimiz, Timur'un bitmek tükenmek bilmeyen sözleri ve kapanmayan çenesi yüzünden hala kendime gelememiştim.
Derin bir nefes aldım...
Bir kez daha aldım ve ellerimden tutan adama baktım.Kıvrılmış yanağı gülmek için hazırda bekliyordu.Gözleri karanlıkta bile cam gibi parlıyordu.Konuşmuyordu ama,sürekli sağa sola oynayan kaşı yine bir şeyler peşinde olduğunu fısıldar gibiydi bana.
''İçeri girmeyeceksek kaldığımız yerden devam etmek için odama gidebiliriz.Malum küçük Timurlarım bu ara çok hassas.Hiç ummadıkları bir anda ağrı bir sarsıntı geçirdiler.Kendilerine gelmeleri ne kadar zaman alır hiç bilmiyorum''
Sözler karşısın da ellerimle yüzümü kapadım ve birden ona kadar içimden saydım.Sonra da ciddi bir ifade takınarak gözlerine baktım.
''Yeterince rezil oldum ve daha fazla olmak istemiyorum.Bu yüzden o çeneni kapatıp içeri girelim'' dedim kaşlarımı çatarak.Ama öyle zordu ki onun karşısında bu şekilde durmak...
Bir gülme krizine daha girmeden kapıyı iki kez tıklatıp sıcak avuçlarından ellerimi çekip içeri girdim.Neyse ki kahveler daha gelmemişti buda demek oluyordu ki çok fazla geç kalmamıştık.Derin bir nefes aldım ve Timur'un gülümseyen annesi'in oturduğu yere doğru ilerledim.
''Kusura bakmayın efendim biraz geç kaldık''dedim utanarak.Sonra da eli ile vurarak gösterdiği yere oturdum.
''O ne demek yavrum.Hem geç kalmış sayılmazsınız bak daha kahvelerimiz bile gelmedi''demiş ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etmişti.
''Bana kendini anlatmak ister misin?''
Bu soru karşısında oturduğum yerde biraz kıpırdandım.İster istemez gerilmiştim.Geçmişimde utanacak,başımı önüme eğecek hiç bir şey yapmamıştım fakat yine de tedirgin olmuştum.Kim evleneceği adamın annesine eski kocasından,eski yaşantısından,geçmişinden bahsetmek isterdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERİDE
General Fiction(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıla kırıla öğrenenlerdendim.Adam sanıp yüreğimi verdiğim,bununla yetinmeyip hayallerimi,ümitlerimi ve en önemlisi sevdamı emanet ettiğim kocam...