FERIDE
Ne olursa olsun yanmaz dediğim canım bir kez daha yanmış,akmaz dediğim göz yaşlarım bir biri ardına akmıştı.
Çaresizlik,yıllar evvel olduğu gibi saç diplerimden akıyordu oluk oluk...
Bir çok kez yıkılmış,defalarca parçalarımın döküntülerini eğilerek toplamış bir insandım ben lakin yetmemişti işte.
Uğruna savaş verdiğim her şeyi geride bırakmışken bir kez daha bunların başıma gelmesine yapacak bir açıklamam bile yoktu.
Umursamaz konuşmaları,ses tonunun soğukluğu,bir kez bile yüzüme bakmaması...
Kendime yediremesem de yıkmıştı beni.Toz pembe bulutlar yoktu hayatımda,onları geride bırakalı seneler olmuştu lakin onun bu tavırları karşısında bedenim buz gibi olmuş,tenime binlerce iğne saplanmış gibi acı vermişti bana.
Her seferin de ansızın kapımda beliren,gülümseyerek gözlerimin içine bakan adam değildi karşımda ki.Bu adam bambaşkaydı,yabancıydı...
Belki de buydu bu kadar ağlamama,acı çekmeme sebep olan şey.
Ardıma bakmadan,gözyaşlarımın yanaklarımda iz bırakmasına aldırmadan,elimden geldiğince koşmuştum o vakit.Ne zaman ki evimin kapısından içeri girdim işte o zaman çaresizliğin ne demek olduğunu daha iyi anlamıştım.
Sırtımı dayadığım duvardan medet umarcasına sessizce dökmüştüm içimi..Ona ne kadar alıştığımı ağıt yakarak anlatmıştım buz gibi duvarlara.Kırılan gururumdan,korkumdan,güvenememenin başıma ne işler açtığını sessizce haykırdım.Anlamasını bekledim çaresizce.Sessizce dilendim...
Ta ki sessizliğime başka bir ses ortak oluncaya kadar...
Hissettiğim korku ile önce çığlığı basmış,daha sonra karşımda ki adamın o olduğunu kavrayınca daha çok ağlamaya başlamıştım.
O konuştukça içimde engel olamadığım ağlama isteği daha da gün yüzüne çıkmıştı.Dakikalar önce buz gibi olan sesi konuştukça yumuşak bir hal almaya başlamıştı.
Gözlerimin içine bakarak ağlama diyordu.Ama o dedikçe neden olduğunu bilemeden daha çok akıyordu göz yaşlarım.O konuştukça ciğerim patlayacakmış gibi hissediyordum.Lakin bunun böyle olmadığını o beni kollarının arasına alıp sımsıkı sarıp sarmaladığında anlamıştım.İşte o zaman gerçek anlamda ciğerimin patlamak üzere olduğunu hissetmiştim.
Ağlama demişti yine.Aynı kelimeyi belki bir çok kez söylemişti.Kim bilir gözlerime bakan gözleri belki de benden bir cevap beklemişti ama o cevap bir türlü gelmemiş,gelememişti...
Dilim tutulmuştu çünkü.Ne söyleyeceğimi bilmediğimdendi belki ama söylemek istediklerim bir türlü çıkmamıştı işte ağzımdan.
Ta ki aralık duran demir kapıdan çıkıp gözden kayboluncaya kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERİDE
Ficção Geral(TAMAMLANDI) Hayat.. Bazı şeyleri kafana vura vura,bazı şeyleri de kalbini kıra kıra öğretir. Ben kalbi kırıla kırıla öğrenenlerdendim.Adam sanıp yüreğimi verdiğim,bununla yetinmeyip hayallerimi,ümitlerimi ve en önemlisi sevdamı emanet ettiğim kocam...