Vücudum o kadar sıkılmıştı ki, uykumdan nefes alamayarak uyandım. Uyandığımda Jungkook'un bana sıkıca sarıldığını fark ettiğim. Yavaşça dürttüm onu."Kook, nefes alamıyorum."
Fakat Jungkook çekilmedi. Daha da sıkı sarıldı bana. Bedeni bedenimi ele geçirmiş gibiydi.
"Biraz daha." dedi saçlarımı koklarken. "Biraz daha böyle kalalım."
Kıkırdayarak kabul ettim istediğini. Bana sıkıca sarılırken kaldık öyle bir süre. Sonra yavaşça öptü yanaklarımı. Burnumu ve dudaklarımı...
Geri çekildiğinde kocaman gülümsedi.
"Günaydın, civcivim."
Bende kocaman gülerken saçlarıyla oynadım.
"Günaydın, Kook."
Jungkook'la ayaklanıp mutfağa gittik. Miri çoktan uyanmış, kahvaltısını yapıyordu. Jungkook onu sevdikten sonra ramenleri çıkardı.
"Vay, bugün kahvaltı senden mi?" dedim gülerek.
Jungkook saçlarını geriye atıp göz kırptı. Ramenleri havalı bir şekilde yaptıktan sonra önüme koydu. Jungkook çubukları güzelce kullanarak rameni yediğinde gülümsedim ve aklıma ilk geldiği zamanlar doluştu. O zamanlar hiçbir şey bilmiyordu.
Jungkook yemeğini yedikten sonra beni izledi. Beni izlediği için biraz utansam da bitirdim yemeğimi bende.
Sonra hazırlanıp çıktık otelden. Miri, Jungkook ve ben dolaştık sahilde öylece. Jungkook etrafta bana bakan insanlara saldırmaya çalıştı. Tabi Miri Jungkook'a çektiği için, Jungkook gibi o da bana bakan insanlara havladı.
Jungkook'a dondurma alıp ona uzattım. Jungkook dondurmayı yediğinde gözlerini kocaman açtı. Dudağını yaladıktan sonra bütün dikkatini dondurmaya verdi. O dondurmayı hunharca yalarken ben de onu izliyordum. Kook yüzünden kendi dondurmam erimişti.
"Ee, nereye gidiyoruz?" dedi Jungkook akşama doğru.
"Sinema?" dediğimde Jungkook kaşlarını çattı.
"Orası neresi?"
Gözlerimi devirip elini tuttum. Jungkook'u çekiştirirken konuştum.
"Sen beni takip et."
Alışveriş merkezine vardığımızda Miri'yi evcil hayvan dükkanına bırakmıştık. Sinemaya onu almazlardı.
İzlemek için romantik bir film seçtiğimde Jungkook kabul etti. Biletleri seçtiğimizde yavaşça sinema salonuna girdik.
"Sinema dediğin şey bu mu?" dedi Jungkook gözlerini devirerek. "Benim evimdeki televizyon bu kadardı."
Gözlerimi devirip koluna vurdum. "Sızlanma da otur."
Jungkook gülerek yanıma oturdu. Sinemada pek insan yoktu bu yüzden mutluydum. Film başladı ve ben filmi izlemeye başladım.
Ta ki, Jungkook'un filmi izlemediğini fark edene kadar.
"Hey, filmi izlesene." dedim sessizce. Jungkook gülümseyerek kafasını iki yana salladı.
"Senin kadar dikkat çekici değil."
Gülümseyerek Jungkook'un kafasını ekrana döndürdüm. Onun bu anlık iltifatlarına oldukça utanıyordum.
Saatler geçti. Filmin son sahnesini izlerken gözlerim dolmuştu. Başroldeki çocuk ölecekti muhtemelen.
Burnumu çektim ve alt dudağımı büktüm. O ölmeyi hak etmemişti ki.
Adamın kafasına silah dayadıklarında Jungkook kafamı kendisine çevirdi. Filmden ağlama sesleri gelse de, ben Jungkook'un siyah gözlerine odaklanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ALİEN -KOOKMİN-
FanfictionDünya'ya bir görev uğruna inen bir uzaylı, bir insana karşı hiç bilmediği duygular hissederse? "Burası. Burası seni görüğümde hızlanıp duruyor. Bunun senin gezegenindeki anlamı ne?" *smut sahneler içerir* [TAMAMLANDI] *Angst sahneler içerir.* #Jikoo...