BÖLÜM 16

3.3K 400 89
                                    

Dudaklarım titrerken geriye doğru korkarak bir adım attım. Nefes alışverişlerim hızlanırken zar zor konuştum.

"Sen Jungkook değilsin."

Karşımdaki adam sırıttı. Jungkook'a çok benziyordu ve bu beni korkutuyordu. Bana doğru bir adım attığında bende geriye doğru attım adımımı.

"Seni daha zeki biri sanmıstım." dedi o iğrenç gülümsemesini bana yollayarak. "Dün geceden anlamalıydın."

Kaşlarım çatılırken aklıma dün gece geldi. Bang Shi Hyuk Amca'nın gelişi aklıma gelirken şaşkınlıkla baktım o adama. Shi Hyuk Amca gibi değildi bakışları. O yüzden tuhaf gelmişti hareketleri.

"B-benden ne istiyorsun?"

Jungkook gibi görünüyordu. Onun gözlerine, onun yüzüne sahipti. Ama bakışlar onun değildi. Bana her zaman baktığı gibi bakmıyordu.

"İstediğim çok şey var." dedikten sonra o iğrenç gülümsemesini yerleştirdi dudaklarına. "Mesela Jungkook denen herifin bu görevden başarısız olmasını istiyorum."

Bana doğru bir adım attığında kapıyı sıkıca tuttum. Korkuyla yutkundum.

"Ve Jungkook'un başarısız olması için senin yok olman lazım."

Bana doğru hızla gelirken kapıyı kapatmaya çalıştım. Tüm gücümle kapıyı iterken o da tersi yönde itiyordu. Sonra pis bir şekilde güldü.

"Sizin gezegeninizdeki insanlardan daha güçlü olduğumuzu biliyor muydun?"

Kapıyı bir anda ittiğinde gerçekten ne kadar güçlü olduğunu fark ettim. Kapı ardına kadar açıldığında yere düştüm. Dizlerimin acısıyla dudaklarımı ısırdım. Bu psikopat beni öldürmek istiyordu ama başaramayacaktı.

Hızla ayağa kalkıp koridorda koştum. Peşimden gelen ayak sesleri beni daha da korkutuyordu. Yatak odama girip kapıyı kilitledim. Önüne masamı da çekip geriye gittim.

"Hiçbir şeyin beni durduramayacağını yakında anlayacaksın."

Kapıyı bir kez itti. Kapı yerinde sallansa da açılmadı. O sırada etraftan ona fırlatabileceğim bir şeyler aradım. Vazo, çerçeve... Ne bulduysam yatağımın üstüne topladım.

O sırada kapı tekrar itildi. Kapı tekrar açılmadığında içimden binlerce kez dua ettim. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece bu psikopattan kurtulmak ve Jungkook'a haber vermek istiyordum.

Kapı tekrar hızla itildiğinde kulaklarımı sağır eden bir gürültü koptu. Kapı yuvalarından sökülerek masama düştüğünde çığlık attım. Jungkook'un kılığına giren adam bana bakıp sırıttıktan sonra kapıyı ve masayı itti. Bana doğru gelirken ellerim titredi. Korkuyordum.

Hemen yatağıma topladığım malzemeleri elime aldım. Hepsini ona atmaya başladım. Attığım hiçbir şey ona değmiyordu bile. İğrenç bir atıcıydım. O ise bana doğru yavaş yavaş gelmeye devam ediyordu.

Yatağımın üstünde kalan son çerçeveyi attım ona. Çerçeve yüzünü çizip yere düştüğünde gözlerini kapattı. Açtığında gözlerindeki ateş tüm bedenimi yaktı. O kadar sinirliydi ki, her an beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.

Yüzünü çizen çerçeveyi aldı yerden. Yüzünü elinin tersiyle sildi. Bana doğru hızla geldiğinde hiçbir şey yapamadım. Kaçmak, ağlamak, ona saldırmak... Korku beni hareketsiz bırakmıştı ve ben hicbir şey yapamadım.

Çerçeveyle yüzüme hızla vurduğunda kafam sola düştü. Acıyla bağırdığımda ağzıma kan tadı geldi. Fakat o adam durmadı. Beni saçlarımdan tutup duvara yapıştırdığında dişlerimi sıktım. Canım çok yanıyordu.

Ondan kurtulmak adına tekme attım. Birkaç adım sendelediğinde kaçmak için hamle yaptım fakat yarı yolda beni tuttu. Beni yere ittiğinde kafamı yatağımın demir kısmına çarptım. Sırt üstü düştüğümde her yer bulanıklaştı. Jungkook kılığına giren adamı seçtim bulanık görüntülerin arasından. Üzerime eğilip parmağını bana doğrulttu.

"Tekrar görüşeceğiz."

Söylediği cümleyle ayak sesleri duydum. Koşarak çıktığını ayak seslerinden anlamıştım.

Kafamın arkasında büyük bir acı hissederken bulanık olan etraf grileşti. Yavaş yavaş etraf kararırken bir ses duydum.

"Jimin!"

Görüş alanıma Jungkook girdiğinde boynundaki dövmeye bakmaya çalıştım. Fakat yavaş yavaş etrafı karartan gözlerim bunu görememişti.

Jungkook'a benzeyen kişinin gözlerine baktım. Siyahlaştığında gülümsedim.

İşte Jungkook'um buradaydı.

Konuşmak için çabalasam da hiçbir şey çıkmadı dudaklarımdan. Jungkook saçlarımı okşuyordu. Dünyam tamamen kararıp bilincimi yitirmeden hemen önce Jungkook'un endişeli sesi doldurdu kulaklarımı.

"Mucizem... Aç gözlerini."

THE ALİEN -KOOKMİN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin