BÖLÜM 21

2.9K 320 129
                                    

"Efendim?"

Kefâli başını bilgisayarın başından kaldırmadan cevapladı.

"Evet?"

"Jungkook ve Jimin için hazırladığımız şeyleri şimdi mi başlatalım?"

Kefâli hafifçe gülümsedi. Bütün gün kafasını bilgisayardan kaldırmamıştı. Jungkook'un başarıp başarmayacağını merak ediyordu.

"Hayır." dedi Kefâli. "Onların şu an uğraşmaları gereken başka sorunları var. Hazırladığımız şeyler biraz daha bekleyebilir."

Yardımcı başını salladı. Tam odadan çıkmak için hamle yapmıştı ki, durdu. Tekrar Kefâli'ye döndü.

"Jungkook'a anlatmayacak mısınız?"

Kefâli güldü. Yardımcısı bu gülüşün altındaki anlamı oldukça iyi biliyordu.

"Sence her şeyi söyleseydik, Dünya'ya gitmeyi kabul eder miydi?"

***

Tanımadığım bir yüz bana sırıtarak bakıyordu.

"Selam, Park Jimin."

Kalın dudakları, uzun boyu ve alayla bakan gözleriyle korkutucu olan adam ağzımı sıkı sıkı kapatmıştı.

"Eğer bağırırsan, şu an duşta olan sevgilin ölür."

Kalbim korkuyla attı. Jungkook'u öldürebilir miydi?

Peki Jungkook'u bile öldürebilecek olan bu adam, bana neler yapardı?

Kafamı hızla salladım. Jungkook'un ölme ihtimali bile kendimin önüne geçmişti. Adam elini ağzımdan çektiğinde nefretle baktım suratına.

"Kim Namjoon." dedim tükürür gibi. Namjoon adını duyunca güldü fakat Jungkook'un duymasından korktuğu için sessiz gülmüştü.

"Seni zeki şey." dedi gülerken. Ondan çok korkuyordum. Korkudan bacaklarım titriyordu fakat bunu ona belli etmeyecektim. Beni önceki gibi dövemeyecekti. Jungkook'un duymaması için sessiz konuşuyordu. Asla ses çıkaracak bir şey yapmazdı bana.

"Bana bakışların kendini ele veriyor."

Namjoon tekrar güldü. Bana iyice yaklaşıp elini duvara koydu. Yüzü yüzüme oldukça yakındı.

"Bakışlarımı bile unutamadın mı?"

Beni yiyecek gibi bakmasıyla yutkundum. Bakışları, hareketleri, her şeyi korkunçtu. Kafamı yana çevirip gözlerine bakmamaya çalıştım.

"Başkalarının kılığında karşıma çıktığından seni tanımak için bunu kazıdım hafızama." dedim sessizce.

"Zira, kendini göstermekten bile korkan aptalın tekisin."

Namjoon bir adım geri çekildi. Az önceki alaycı halinden eser kalmamıştı. Dişlerini gıcırdattı.

"Seni küçük orospu!" deyip elini kaldırdı. Bana vuracağını anlayıp gözlerimi korkuyla sıkıca kapattım.

"Eğer o pis elin civcivime değerse, ayağımı o dar deliğine öyle bir sokarım ki, üç yıl oturamazsın."

Gözlerimi hızla açtım. Namjoon'un eli havada kalmıştı. Jungkook banyodan çıkmış, sadece pijamanın altını giymişti. Saçlarından akan sular kaslı bedeninden süzülürken bütün korkum kaçtı.

Ve ben böyle bir ortamda Jungkook'un seksiliği hakkında kafa yormaya başladım.

"Uzun zaman oldu." dedi Namjoon sırıtarak. Jungkook'un gözlerinden çıkan ateşlerin Namjoon'u yakıp yakmadığını merak ettim.

THE ALİEN -KOOKMİN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin