BÖLÜM 11

3.6K 433 277
                                    

Jungkook yavaşça benden ayrıldığında bir süre donakalmıştım. Bir anda yaptığı hareketler ona karşı bir şeylerin değişmesine neden oluyordu. O bana yaklaştıkça kalbim hızlanıyor, nefesim kesiliyordu.

Jungkook bana uzun uzun baktı. Gözleri bana bakarken simsiyah oluyordu. O kara deliğe yakalandığımda yavaşça ona kapılıp gideceğimden emindim.

Güneş doğalı çok olmuştu. Dakikalarca birbirimize bakmıştık. Onun dövmeleri o kadar güzel duruyordu ki, parmaklarımı onların üzerinde gezdirdiğimi hayal ettim.

"Duş almalıyım."

Jungkook'un her yaptığı şey gibi, söyledikleri de ani oluyordu.

"Soldaki ilk kapı." dediğimde kafasını yavaşça salladı. Bir anda ortadan kaybolurken benim de duş almam gerektiğini fark ettim. Jungkook hayatıma girdiğinden beri hiçbir şey aklıma gelmiyordu.

Jungkook banyodan çıktıktan sonra son sesiyle bağırdı.

"Temiz kıyafetlere ihtiyacım var, civciv."

Jungkook'a temiz kıyafet vermeyi unuttuğumu fark edince alt dudağımı ısırdım. Hızla odama gittiğimde Jungkook beni orada bekliyordu.

Yarı çıplak.

Bir süre onun kaslı vücuduna baktım. Saçlarından dökülen suların vücudundan kayıp beline sardığı havluya kadar inişini izledim.

Sanki karşımda bir tablo vardı.

Yutkundum. Bu çok... Seksiydi.

"Gözlerini ayıramadın bakıyorum." dedi Jungkook gülerek. Bana doğru birkaç adım attıktan sonra tekrar konuştu.

"Bana dokunmak ister misin?"

Jungkook bana doğru gelirken ona 'dur' dercesine elimi kaldırdım. Jungkook alayla gülerken dediğimi yapıp durdu.

Nefesim hızlanırken kalbim de ona uymuştu. Susadığımı hissettim. Dolabımın kapağını açtım hızla. Bana büyük gelen her şeyi çıkarıp Jungkook'a doğru yolladım.

Jungkook gelerek yerdeki kıyafetleri alırken onun yanından koşarak geçtim. Banyoya varıp kapıyı arkamdan kilitledim hızla.

Yavaşça nefesimi üfledim. Eğer oradan çıkmasaydım... Çıkmasaydım ona dokunur muydum?

İstemsizce dudaklarımı yaladığımda Jungkook'un sesi doldu kulaklarıma.

"Kapıyı kilitlemen bir işe yaramayacak." dedikten sonra alayla güldü. "İstediğim an seni banyoda basabileceğimi biliyorsun."

Gözlerim kocaman açılırken hızla banyonun içine baktım. Simdilik banyoda görünmüyordu. Korkarak bağırdım.

"Sakın bunu yapma!" diye ona kızdığımda Jungkook alayla güldü.

"İyi banyolar, civciv."

Birkaç dakika banyo yapıp yapmamam gerektiğini düşündüm. Her ne kadar endişelensem de suyu açtım. Sadece blöf yapıyordu. Banyoya girmezdi.

Yani umarım.

Dualar ederek girdiğim banyodan hızla çıkmıştım. Her an banyoya girecek korkusu beni rahat bırakmıyordu. Jungkook istediğini her an yapardı ve beni korkutan şey de buydu.

Duşakabini açtım. Kıyafetlerimi koyduğum yere uzanmaya çalıştığımda gözlerim kocaman açıldı. Resmen kıyafet almayı unutmuştum.

Alt dudağımı ısırdım. Jungkook'u yarı çıplak gördükten sonra kendime kıyafet almayı unutmuştum.

Hızla bornozumu giydim. Yavaşça kapıyı açıp etrafıma bakındım. Jungkook'un koridordan salona geçtiğini görünce hafifçe gülümsedim. Beni böyle görmemeliydi. Yoksa utancımdan bir köşeye çekilir, ölmeyi beklerdim.

Odamın kapısını yavaşça açmamla koca bir çığlığı basmam bir olmuştu. Jungkook tam karşımda sırıtarak bana bakıyordu.

Beni dizlerimin hemen üstünde olan bir bornozla gördüğünde gülümsemesi yüzünde dondu. Bir anda yüzü ciddileşirken adem elmasının aşağı doğru hareket ettiğini gördüm. Bana bakışlarıyla kıpkırmızı olduğuma emindim. Kalbim tekrar tekrar hızlanırken Jungkook'un da nefes alışverişleri hızlanmıştı.

"Siktir."

Jungkook bir anda yok oldu. Tekrar görüş alanıma girdiğinde dibimdeydi. Daha ben saliseler içinde dibimde bitmesine şaşıramadan beni belimden tutup çevirdi. Beni duvara yasladıktan sonra elini boynumda gezdirdi. Jungkook gözleriyle ıslak saçlarımdan akan bir damlayı takip etti. Damla alnımdan dudaklarıma doğru aktığında vücudunu bana yapıştırdı.

O dudaklarıma bakarken damla çeneme indi. Çenemden göğsüme düştüğünde Jungkook damlayı parmağıyla durdurdu.

Jungkook'un parmağı iki göğsümün ortasında dururken kalbimin atışını hissettiğine emindim. Göğsüm hızla inip kalkerken Jungkook parmağını yukarı çıkardı. Damlanın bıraktığı yolun tersine giderken dudaklarıma geldi. Baş ve işaret parmağıyla alt dudağımı okşarken kulağıma doğru eğildi.

"Dudaklarının ne kadar öpülesi olduğunu biliyor musun?"

Boynuma doğru fısıldadığı bu cümle bütün tüylerimi diken diken etti. Karnıma bir sancı yayılırken Jungkook dudağımı oksamaya devam etti.

Boşta kalan elini belime yerleştirdi. Belimi okşarken beni iyice kendine yapıştırdı.

Bütün hücrelerim titredi.

Onu hissediyordum.

Jungkook dudaklarını kulağıma yapıştırdı. Dudaklarını kulağıma sürterken yavaşça fısıldadı.

"Üstünde sadece bir bez parçasının olması..."

Belimdeki elini üst bacağıma indirdi. Bornozun üstünden üst bacağımı okşarken düşmemek için Jungkook'un omzuna tutundum.

"Beni çıldırtıyor."

Dudağımı oksamayı bıraktı ve bornozu çekistirdi. Omzumu açıkta bırakırken hafifçe gülümsediğini gördüm.

Onu durdurmam gerekiyordu ama bunu yapmıyordum.

Jungkook beni kendiyle beraber yürüttüğünde sorgulamadım. Sadece ne yaparsa ona uydum. Ses çıkarmadan, nedensizce...

Jungkook saçımı hafifçe çekip kafamı geriye yatırdı. Boynum ve omzum tamamen açıktayken boynuma yöneldi. Boynuma yavaşça minik öpücükler bırakırken gözlerim kapandı. Karnımdaki kasılmalar artarken Jungkook omzumu öperek devam etti.

Beni bir anda itti. Ben ne yaptığını anlayamadan yatağa sırt üstü düşmüştüm bile. Jungkook dudaklarını yalayarak bana baktı.

"Biliyorum ki senin gezegeninde erkek erkeğe seks yapılmıyor."

Sonra gözlerini bacaklarımda gezdirdi.

"Sadece izin ver." dedi Jungkook. "Emin ol mutlu hissedeceksin."

Yavaşça üstüme doğru eğildi. Bornozumun iplerini tuttu. Sadece kurdele şeklinde bağladığım bornozumun ipleri onun elindeydi.

Tam düğümü çözecekti ki, elini tuttum. O kadar hızlı nefes alıp veriyordum ki, hiçbir şey söyleyecek durumda değildim.

Jungkook elime baktıktan sonra gözlerini kapattı. Sinirle yutkunduktan sonra ellerini bornozumdan çekti. Hızla odamın kapısına yürüdü. Kapı açıp sertçe çarpmadan önce ağzından çıkan iki kelime doldurmuştu kulaklarımı.

"Siktiğimin gezegeni."

THE ALİEN -KOOKMİN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin