Yağmur aşağıda kahvaltı hazırlarken aynı zamanda Can'a kalkması için bağırıyordu. Can ise yukarıdan '5 dakika daha' diye sesleniyordu.
En sonunda Yağmur Can'ın uyanmayacağını anlayınca dolaptan buz çıkarıp bardağın içine koydu ve yukarıya doğru çıktı. Kapının önüne geldi ve son kez sordu.
"Can kalkmayacağına emin misin?" Can'dan hiç ses seda yoktu.
"Peki o zaman uyu sen biraz daha." Can Yağmur'un gittiğini sanıyordu ama malesef ki yanılıyordu. Yağmur hiç ama hiç tereddüt etmeden buzlu suyu Can'ın kafasından aşağı döktü. Can ne olduğunu şaşırmıştı resmen direk ayağa fırladı ve odada bir kaç tur attıktan sonra kahkaha atan Yağmur'a baktı.
"Yağmur sen delirdin mi? Napıyorsun?" Yağmur gülmekten konuşamıyordu resmen. En sonunda kendini toparladı.
"Ama hayatım başka çarem yoktu. Bugün Zeynep'in doğum günü ve organizyasyon işi bizde. O yüzden erken kalkmamız gerekti." Can bir an duraksadı.
"Canım iyi hoş biz sürpriz yapıcaz da Zeynep'in bunu istiyceğini sanmıyorum. En son 3 hafta önce gördük." Yağmur olduğu yere oturdu.
"Elimden bir şey gelmiyor ama Can. Onun kendisini odaya kapatıp hayata bize küsmesine dayanamıyorum. Onun yalnız kalmasına müsade edebilirim ama yalnız hissetmesine asla." meşhur sözleri kızların. Ne zaman içlerinden biri yalnız kalmak istese Zeynep herzaman bunu derdi. Artık grup simgeleri gibi bir şey olmuştu.
Can Yağmur'un yanına geldi ve ona sımsıkı sarıldı.
"Zeynep çok güçlü bir kız, ben inanıyorum ki bunun üstesinden de gelicek. Çünkü o Kerem Sayer'in sevdiği kadın." ikisininde yüzünde gülümseme oluştu.
* * * *
Melis bilmem kaçıncı rüyasındayken kapı sesiyle uyandı birden. Yağmur Can'la evlendikten sonra evdeki bütün işler ona kalmıştı. Yalnızlığa alıştığı pek söylenemez. Neyse söylene söylene kapıyı açmaya gittiğinde karşısında Aksel'i gördü ve elinde bir kutu vardı. Aksel'i ne zaman görse içinde büyük fırtınalar kopuyordu ikisi de hala bu ayrılığa alışamamıştı.
"Aksel." dedi Melis şaşkın ama şaşkın olduğunu belli etmeyerek.
"Melis." Melis Aksel'in ismini söylemesiyle yüzünde gülücükler oluşturdu.
"Unuttum deme Melis. Zeynep'in doğum günü bugün. Yağmur bize süs görevini verdi." Melis hemen kafasına vurdu.
"Doğru ya sen içeri gir ben hemen üstümü değiştiriyim." Melis birden üstünü kontrol ettiğinde üstünde sadece kısa kollu bir t-shirt olduğunu fark etti ve direk kapının arkasına geçti. Yapma Melis Aksel bundan fazlasını da görmüştü.
"Yo aslında böyle de iyiydi ama sen bilirsin." Melis Aksel'e vurduktan sonra odasına gidip giyinip geldi. Aksel süsleri çıkarmış içlerinden seçim yapıyordu.
"Bir şey ister misin?" Aksel hayır anlamında kafasını salladı. Melis uzaklara daldı.
"Koca bir yıl geçti. Neler oldu neler? Eskiden sadece biz vardık. Ama şimdi ben oldu hepsi."
"Ama ne kadar garip ki hiçbirimizin de birbirimizden başka kimsesi yok." Melis gülümsedi.
"Evet yok." dedi Aksel'in gözlerinin içine bakarken.
* * * *
Barış ve Begüm erkenden buluşmuş Kerem'in evinin önüne gelmişlerdi. Kapıyı herzaman ki gibi Nürgül açar diye bekliyorlardı ama tam tersine Kerem açmıştı. Giyinmiş kokularını sürmüş şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen Pişmanlıklar-ASKIDA-
Подростковая литератураYaptığımız her yanlış, Bize kendimizle ilgili yeni bir şey öğretiyor. Yola çıkarken,doğru olduğuna inandığımız, Uğruna her şeyi göze aldığımız şeyler bazen, O kadar yitiriyor ki anlamını... Tekrar hayata döndüğümüzde, Yeni bir başlangıç istiyoruz. Y...