Melis kendisine gelen telefondan sonra üzerine bir şey geçirdikten sonra taksiye atlayıp hastaneye doğru gitti. o arada yolda Can'ı aradı.
"Alo Can?"
"Alo Melis, hayırdır n'oldu aramazsın sen beni kolay kolay." çok haklıydı Can, halini hatırını sormak için aramamıştı Melis.
"Böyle bir şey nasıl söylenir bilmiyorum ama Yağmur hastaneye kaldırılmış. En son arananlarda ben olduğum için beni aradılar." Can duyduklarıyla donup kalmıştı ve nefes alıp veriş ritmi değişmişti.
"A-alo Can? Orda mısın?" dedi Melis tereddütle.
"Bu-burdayım Melis. Sen bana hastanenin ismini mesaj olarak at ben hemen geliyorum." dedi ve Melis'in cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı.
Melis Can telefonu kapadıktan sonra vakit kaybetmeden hastanenin ismini mesaj olarak attı.
* * * *
Melis'in telefonu üzerine çocukların hepsi hastaneydi. Herkes heyecanla kafeteryada bekliyorlardı. Melis Can geldikten sonra aşağıya indi Can ise doktorun odasına girdi konuşmak için
"Hoşgeldini Can bey?" Can doktorun neşeli halini gördükten sonra çok şaşırmıştı aynı zamandaysa çok kızmıştı.
"Doktor bey eşimin durumu nasıl?" doktor Can'a gülümsedi.
"Sadece eşinizi mi merak ediyorsunuz?" diye sordu doktor, Can ise yüzünü buruşturarak doktora bakmaya devam etti.
"Bundan sonra merak etmeniz gereken işi var. Karınız hamile 2 haftalık." Can duyduklarından sonra yüzünün mimiğinde hiç bir değişiklik olmadı. Doktorun ismini bir kaç kez tekrar etmesiyle, heyecanla ayağa kalktı ve gülerek doktora sarıldıktan sonra kafeteryaya girdi ve çocukların masasının yanına koşarak gitti.
"Yağmur hamileymiş." diye bağırdıktan sonra çocukların dediklerini kulak savurmadan Yağmur'un odasına doğru koşar adımlarla çıktı.
* * * *
Çocuklar kafeterya da otururken Melis'in dikkatini el ele tutuşan Zeynep ve Kerem çekti. Kendi kendine gülümserken Aksel Melis'in kulağına fısıldadı.
"Barışmışlar." Melis Aksel'in yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
Herkes kendi kendine sohbet ederken Barış'ın telefonuna gelen mesajla yerinden kalktı ve birisini aradı. Begüm ise Barış'ın arkasından gitti. Barış Begüm'ün geldiğini görünce telefondaki kişiye 'bir dakika' dedikten sonra Begüm'e yöneldi.
"Canım sen çocukların yanına geç. Ben birazdan geliyorum." Begüm zoraki şekilde gülümsedi ve çocukların yanına geçti. Zeynep Begüm ve Barış arasında ki gerginliği fark etti.
"Kızlar ben çok bunaldım biraz dışarıya çıkalım." dedi ve onun isteği üzerine kızlarla birlikte dışarı çıktılar.
* * * *
Kızlar çıktıktan 5 dk sonra telefonla konuşmasını bitiren Barış kendi kendine gülümserken geldi. Birbirlerine soru işaretleriyle bakan Aksel ve Kerem Barış'a dikkatli bir şekilde bakmaya başladılar. Barış bakışları fark ettikten sonra o da bakışlarını onlara doğru yöneltti.
"Sen niye liseli aşıklar gibi gülüyorsun?" arkasından Aksel devam ettirdi.
"Ya da seni güldüren kim?" arkasından Kerem tekrar dahil oldu.
"Yoksa şu güzel kadın Deniz hoca mı?" arkasından Aksel tekrar devam ettirdi.
"Deniz hoca mı? Bir dakika ya benim bundan haberim yoktu." Barış tam Kerem konuşucakken lafını kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen Pişmanlıklar-ASKIDA-
Novela JuvenilYaptığımız her yanlış, Bize kendimizle ilgili yeni bir şey öğretiyor. Yola çıkarken,doğru olduğuna inandığımız, Uğruna her şeyi göze aldığımız şeyler bazen, O kadar yitiriyor ki anlamını... Tekrar hayata döndüğümüzde, Yeni bir başlangıç istiyoruz. Y...