18.Bölüm - "..hoşçakal"

1.3K 34 2
                                    

Melis gözlerini açtığında gördükleri hiç hoşuna gitmedi, hemde hiç. Çünkü kendisini bir araba da ve yanında annesi Tülin ve arabayı süren babası Cihan vardı. Kızının uyandığını aynadan gören Cihan gözlerini ona doğru yöneltti. Melis iyice baktığında Aksel'i göremiyordu. 

"Ben ona güvenmiştim." Cihan arabayı durdurdu ve Melis'e yöneldi.

"Aklından ne geçiyordu Melis? Bize söylemeyip napacaktın, ölmeyi mi planlıyordun? Kızım senin derdin ne?" Tülin Cihan'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama istedikleri tepkiyi vermiyordu Melis, sadece bakıyordu Aksel'in içinde oluşturduğu boşluğa bakar gibi.

* * * *

Aksel odasında toparlanıyordu. Kerem, Can ve Barış ise onu bu karardan döndürmeye çalışıyordu. 

"Aksel bu iyi bi fikir değil. Melis'in sana ihtiyacı var." Aksel elindekileri yatağa hızlıca fırlattı ve oturdu. 

"Melis'in bana ihtiyacı yok. Ben ona yardım etmek istiyorsam hayatından çıkmam gerek. Yoksa onu üzmekten başka hiç bir boka yaramıycam." Kerem, Can ve Barış birbirleriyle bakıştıktan sonra tekrar gözlerini Aksel'e yönelttiklerinde çekmecesinden bir zarf çıkarıyordu. 

"Bunu Melis'e verin. Korkak bir insan olduğum için Melis'e söyleyemediklerimi yazmakla yetindim." Kerem zarfı aldı ve katlayıp cebine koydu. Aksel'in toparlanma işi bittiğinde hep birlikte garaja gittiler. Garajda Yağmur, Zeynep ve Begüm'de vardı. Zeynep Aksel'e sarıldı.

"Ben bu sahneyi hatırlıyorum galiba." dedi gülmeye çalışarak Zeynep.

"Buna dejavu diyolar canım." dedi ve ikisi de gülmeye çalıştılar. Sırasıyla herkes Aksel'le vedalaştı. Uçak kalkmaya hazırdı artık. Aksel uçağa bindi ve herkes dağıldı. 

* * * *

Melis'in anne ve babası sahile doğru bir yerde durdular. Cihan ve Tülin bankta oturuyor Melis ise tam karşılarında sahile bakıyordu. Sonra konuşarak arkasına döndü.

"Yani anlayacağınız üzere öğreneli çok olmadı." 

"Peki annecim bunu ilk bizimle paylaşman daha doğru olmaz mıydı?" 

"Hayatımda ki bir güzel ve ya kötü olayı sizinle paylaşmadım bunu niye paylaşıyım ki?" Tülin ve Cihan suçluluk duygusuyla birbirine baktılar. Cihan Melis'in yanına gidip ellerinden tuttu.

"Bak şu konuşmalarımız bile aleyhine işliyor. Nolur tedaviyi kabul et." Tülin ağlayarak Melis'e sarıldı.

"Lütfen kızım, lütfen. Seni kaybetmek istemiyorum. Bize, kendine, hayata bir şans ver baştan başla." Melis ağladı ağlayacaktı artık. Hayatında ilk defa ailesini kendisine karşı ilk defa bu kadar yakın hissetmişti.

"Tamam, kabul. Tedaviyi kabul ediyorum." Tülin ve Cihan bu sefer mutluluk gözyaşları dökerek ağlamaya başladılar. 

"Hadi şu tedavi için ne gerekiyorsa yapalım artık." dedi ve hastaneye doğru yola koyuldular.

* * * * 

Zeynep'ler eve dönerken Begüm'e Tülin'den bir mesaj geldi. Birden mutluluk çığlığı attı ve herkes ona doğru yöneldi. Begüm gülen gözlerle önlerine geçti ve haberi verdi.

"Size çok güzel bir haberim var. Aksel'in planı tuttu. Melis ailesinin sayesinde tedaviyi kabul etti. Tülin hanım mesaj atti bizi çağırıyor." 

"Eee süper bir şey bu gidelim o zaman." 

* * * *

Melis hastaneye geri adımlarla gitse bile artık başka bir şansı yoktu. İşin yarısını başarmıştı artık Artık işin diğer yarsını da başarmalıydı. Tabi artık yalnız değildi arkadaşları vardı ve bu oyunun parçası Aksel vardı. Anne ve babasını gördüğünde Aksel'e çok ama çok kızmıştı ama şimdi şimdi düşündüğünde bunu kendisinin iyiliği için yaptığını biliyordu. Melis, annesi ve babası doktorların eşliğiyle kalıcağı odaya geldiler.

Geçmişten Gelen Pişmanlıklar-ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin