"Süpriz!" hep birlikte bağırmışlardı. Kerem Zeynep'e doğru yaklaştı ve ona sarıldı.
"Doğum günün kutlu olsun, güzelim." Kerem tam Zeynep'i dudaklarından öpücekken Zeynep kendini Keremden uzaklaştırdı.
"Ya pardon da siz naptığınızı sanıyorsunuz?" diye çıkıştı Zeynep. Herkes birbirine baktı. Melis Zeynep'in elinden tutup.
"Biz sana süpriz yapmak istedik. Doğum günün ya." Zeynep elini çekti.
"Peki sizden böyle bir şey isteyen oldu mu?" Yağmur bir adım öne çıktı.
"Biz sadece sana yardım etmek istiyoruz. Tek amacımız bu." Zeynep yapmacık bir gülüş attı.
"Yardım etmek.. Peki sizin yardımınızı isteyen oldu mu? Ya siz beni bir rahat bıraksanıza ya? Ben iyiyim böyle rahatım. Kendi dünyamda iyiyim ben. Ya bir de kalkmış annem ve babamın öldüğü evde benim doğum günümü kutluyorsunuz." Zeynep bunları söylerken bir kere bile olsun Kerem'in yüzüne bakmamıştı. Zeynep tam ağzını açıp kunuşucakken Kerem sözünü kesti.
"Tamam Zeynep biz anladık seni. Özür dileriz. Arkadaşlar biz en iyi gidelim." çocuklar Zeynep'e bir şey demeden teker teker evden çıktılar.
* * * *
Aksel Melis'i tek başına bırakmak istemedi o yüzden onu evine kadar bıraktı. Melis yukarı çıkıcakken onu durdurdu.
"Melis ne zamana kadar sürücek bu oyun? Hep böyle mi davranıcaz sanki hiç sevmemiş gibi." Melis sadece Aksel'in gözlerinin içine bakıyordu.
"İyi geceler Aksel." Melis eve çkınca kapıyı kapattı ve içinden gelen ağlama hissine engel olamadı.
* * * *
Aksel Melis'i bıraktıktan sonra Barış'ı da alıp Kerem'in yanına Cevdet amcaya gittiler. Aradan bir yarım saat sonra Can'da geldi. Geldiklerinden beri Kerem hiç konuşmamıştı ve sürekli içiyordu.
"Abicim bu kadar çok içme." dedi Barış en sonunda. Kerem'in gözleri dolmaya başladı aniden ve konuşmaya başladı.
"Ben kendimi hiç bu kadar kötü hissetmemiştim ya. Çok kötü bişeymiş kaybetme hissi. Uzun zamandır sanki karnımın üstünde, kalbimin altında bi, sanki bi kirpi varmış gibi. Tamam çok saçma oldu kirpi. Ama gerçekten bi kirpi varmış gibi hissediyorum. Ne zaman onu sinirli görsem ya da üzgün görsem, sanki böyle bütün dikenleri içime saplanıyor."
Kerem sonunda gözyaşlarına engel olamamıştı. Bizimkinler ise çaresizce öylece bakıyorlardı. Ama Aksel'in de dediğine göre onların birbirinden başka kimsesi yoktu.
* * * *
Zeynep herkes gittikten sonra evdeki bütün süsleri toplayıp çöpe attı. Odasına yatmaya gittiğinde bir hediye kapeti gördü. Üzerinde bir not vardı.
"13 Eylül 2013'ün anısına.. o gün kadar güzel değil ama.. "
Zeynep'in yüzünde gülümseme oluşmuştu. Adamın o tarihi hatırladığına inanamıyordu. Hediyeyi açtığında daha da gülümsedi. Genç adam ona eskileri hatırlatmıştı. Zeynep birden ağlamaya başladı. Bulamıyordu işte, kendinde o cesareti bulamıyordu.
Kalbi 'ne duruyorsun aptal! Git ve sarıl ona.' diyordu. Ayakları ise 'kendi hayatın yetmedi onu da mı mahvetmek istiyorsun.' diyordu. Kendi odasından çıkıp haftalar sonra anne ve babasının odasına gitti. Yatağa oturdu ve yatağın üzerinde duran anne ve babasının pijamalarını kokladı. O pijamalar 1 yıldır ordaydı. Ve kimsenin de kaldırmasına izin vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen Pişmanlıklar-ASKIDA-
Teen FictionYaptığımız her yanlış, Bize kendimizle ilgili yeni bir şey öğretiyor. Yola çıkarken,doğru olduğuna inandığımız, Uğruna her şeyi göze aldığımız şeyler bazen, O kadar yitiriyor ki anlamını... Tekrar hayata döndüğümüzde, Yeni bir başlangıç istiyoruz. Y...