Melis Melda'nın sorusu üzerine ne cevap vereceğini bulamamıştı. Melda'nın yüzüne bakıyor ve konuşmak için ağzını açıyor ama ne diyeceğini bilmediği için vazgeçiyordu.
"Melis sana bir soru sordum? Bu soruları bana neden soruyorsun?" dedi ve tekrar Aksel'e doğru baktı Melda Hanım.
"Merak ediyorum." dedi Melis Aksel'e doğru kafasını çevirirken. Aksel bakışları fark edince gülümseyerek onlara el salladı.
"Aynı babasına benziyor. Onun gibi fazla korumacı ama duygularını pek belli etmiyor. Babası çok kıskanç biriydi, Aksel de o kadar kıskanç mı?" Melda'nın ağzından herşey dökülmüştü bir anda. Melis şaşkınlıkla Melda'yı dinliyordu. Melda söylediklerini farkına vardıktan sonra sustu ve Melis'in tepkisini izledi. Melis'in gözleri dolmuştu.
"Siz biliyordunuz değil mi?" dedi, sesi bir an ciddileşmişti. Kendisini bir oyunun içinde gibi hissetti.
"Evet. Aksel'i terketmiş gibi gözükebilirim ama etmedim. Her zaman takip ettim her hareketini biliyordum. Begüm'ü İstanbul'a bu yüzden gönderdim. Sayer Koleji'ne gitmesinde ki ısrarımda bu yüzdendi. Çıkıp karşına sen benim oğlumsun demek istedim ama olmaz yapamazdım. Mehmet beni kesin öldürürdü." Melis Melda konuşurken Aksel'e bakıyor aynı zamanda da gözyaşlarına hakim olamıyordu.
"Bir anne nasıl bu kadar duygusuz olabilir? O sizin oğlunuz. Bu zamana kadar onsuz nasıl yaşayabildiniz?" Melda akan gözyaşlarını sildi.
"Kolay olduğunu mu sanıyorsun? Ben onsuz yaşamadım Melis, ilk okula başladığı gün onunlaydım ama sadece o beni görmüyordu. Bir anne için çok zor şeyler yaşadım. Evladımı hep uzaktan izledim." Melis sessiz bir şekilde kızarak sordu.
"Neden ama neden?"
"Diyorum ya Mehmet çok tehlikeli biri eğer beni görseydi beni öldürürdü."
"Neden Begüm'ü alıp gittin de Aksel'i yapayalnız bıraktınız?"
"Çünkü Mehmet benden şüphelendi. Kız kardeşinin söylediklerine inandı ve Begüm'ün kızı olmadığını zannetti."
"Saçmalamayın lütfen DNA testi diye bir şey var."
"Mehmet'in kardeşinin söyledikleri bilimsel evraklardan bile daha önemlidir." Melis Aksel'in sürekli onlara baktığını farketti.
"Bu konuşmaya sonra devam edelim, Aksel bakıyor. Ama biz burdan gitmeden Aksel bunu öğrenicek hemde sizden. Tamam mı?" Melda kafasını tamam anlamında salladı ve gözyaşlarını elleriyle sildi. Melis gözlerini sildikten sonra gülümsedi ve balkon kapısını açıp içeriye girdi.
* * * *
Barış duyduklarıyla şok olmuştu. Begüm'ün söyledikleri kafasının içinde yankılanıp duruyordu.
"Ne? Ne demek ben evleniyorum? Kiminle? Ne zaman? Ama biz evlenecektik." Begüm derin bir nefes aldı.
"Daha zamanı var seneye yaz tatilinde. Kürşat'ın anne ve babası annemin holdinginde ortaklar. İş için evlilik yapıcaz klasik zengin evlilikleri işte." Barış Kürşat ismini öğrendikten sonra daha da deliye dönmüştü. Begüm'ü kendine doğru çekti ve ona sıkıca sarıldı. Kokusunu içine çekiyordu.
"Hayır Begüm, olmaz. Seni bir kere daha ona veremem. İsteme bunu benden lütfen. Sen beni seviyorsun biliyorum." Begüm kendini Barış'tan ayrıldı.
"Şu an seninle olmayı o kadar çok istiyorum ki, ama yapamam Barış anneme bir söz verdim. Onu yarı yolda bırakamam. Ama biliyorum ki ayrılsak bile seni her zaman seviceğim." Barış tekrar Begüm'ü kendine doğru çekti ve gözyaşlarını serbest bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen Pişmanlıklar-ASKIDA-
Teen FictionYaptığımız her yanlış, Bize kendimizle ilgili yeni bir şey öğretiyor. Yola çıkarken,doğru olduğuna inandığımız, Uğruna her şeyi göze aldığımız şeyler bazen, O kadar yitiriyor ki anlamını... Tekrar hayata döndüğümüzde, Yeni bir başlangıç istiyoruz. Y...