Orhan telefondan Birgül'ün kaçırıldığı yeri öğrendiğinde az önceki mutluluğunu bir köşeye bırakmış durumdaydı . Kafasında binbir düşünce ile evden bir hışımla çıkmak üzereydi ki babası ve dedesi durumun farkına vardığı için engel olmuşlardı.
-Dur evlat bu ne sinir?
İçinde yükselen sinir sanki konuşmasına engel oluyordu .
-Dede anlamıyorsun.Bakın kalbinizi kırmak istemiyorum .Bu işin sonu gelmiyor ne olacaksa olsun !!!
-Sen ne dediğinin farkında mısın evlat ? Bizi geçtim Allah için şuraya otur da ne olduğunu sakince anlat .
Baba oğul Orhan'ı zar zor tekli koltuğa oturtmuşlardı .
Az önceki sevinçleri kursağında kalan Aydan ailesi can kulağı ile Orhan'ı dinliyordu.Gül Hanım ise ciddi durumun idraki ile yüreği hop oturup hop kalkıyordu .
Şeyma ise abisine bir bardak su getirmişti .Ama Orhan'ın gözü ne su dolu bardağı görüyordu ne de ailesini.
Yine de sinirine hakim olması gerekiyordu , "Bismillahirrahmanirrahim" deyip anlatmaya başladı .
-Baba şu an zaman kaybediyorum,ihale için tehdit edenler bu sefer Birgül'ü kaçırmışlar .Ne olur beni tutmayın artık onu oradan kurtarmam gerekiyor .
-Otur oturduğun yerde Orhan .Bu işi tek başına değil her birlikte halledeceğiz.
-Peki dede dediğin gibi olsun yalnız bir an önce yapalım .Ben Birgül'ün o adamların yanında olduğunu düşündükçe kafayı yiyeceğim. Allahım onu muhafaza buyursun .
-Öncelikle bizi hala aramadıklarına göre hala vaktimiz .Üstelik Birgül'ü tuttukları yeri bildiğimizden de haberleri yok .Peki sen eminsin değil mi yerin doğruluğundan .
-Evet dede .Ateş orada hala onları izliyor , herhangi bir hareketlilik olduğu anda haber edecek.
-Şimdi bir kere orada sadece parayla tutulan adamlar vardır .Sana düşman olan asıl adamları göremeyiz.Yine de bu soruşturmayı yürüten Komiser Mehmet Alan ile görüşüp müdahale edeceğiz.
-Buna da peki baba .Ama Allah aşkına hadi şuradan çıkalım artık .
Gül Hanım ve kayınvalidesi Fatıma Zehra ( Kim Eun Sang) Hanım telaş ve endişe ile Allah'a dua ediyorlar, onlar için Şeyma kadar değerli olan Birgül'ün sağ salim kurtulmasını diliyorlardı .
Şeyma ise arkadaşı Birgül'ü düşündükçe yerinde duramıyordu :
-Abi ne olur beni de götürün .
-Şeyma benim güzel kardeşim ne olur dua et sadece dua et .Ve ağlama annemle, babaannem önce Allah'a sonra sana emanet .Çünkü belki polisler bizim müdahil olmamızı bile istemeyecekler .
-Peki abi ama ne olur beni de haberdar et .Sizde Allah'a emanet olun.
Orhan 'ın avukatı Aydın Komiser Mehmet Alan ile görüşüp durum ile ilgili haberdar etmişti .Ve oraya varıldığında yapılan plana göre hareket edilecekti.
Araba kilometrelerce ilerlese de sanki Orhan için yol bitmiyordu .
Orhan için için yolun bitmesini beklerken ,Birgül yavaş yavaş uyanıyordu .
Gözlerini yavaş yavaş açsa da başında şiddetli bir ağrı yer etmişti .Zihnini kontrol ettikçe bayılmadan önceki kare kare görüntüler geliyordu .
En son hatırladığı camiden sonra yolun karşısına geçtiği ,ve kulaklarındaki son ses Gülpembe şarkısının sözü ve müziğidir .
-Neredeyim ben burası ,neresi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilbestem "Fesleğenim" Tamamlandı
SpiritualBir kaza ile gelen başlangıç Ve devamında nice vesile ... Birgül ve Orhan Ve onların vakti geldi Ömür sayfaları birbirine düğümlendi... Dilbeste:Gönül bağlamış, âşık. Kapak Tasarımı ; @Lavender_odor canı gönülden teşekkürler: ) Hikayenin eski adı...