54.Bölüm Bir Ömür Defterinde İki Kalem

1.6K 155 97
                                    

Birgül'ün Eslem için düşündüğü güzellik aile bireylerini sevindirecek cinsten bir incelikti .

Asaf ve Eslem'in nikahlarına yetişemediği için uzun zamandır düşündüğü bir fikirdi
aslında .Asaf abisinden sürprizi için destek almıştı . Yengesi Eslem için kendi kınalığı ile beraber bir kınalık hazırlatmıştı .Kınalığı seçme konusunda Asaf abisi ile renk ve desen üzerinde konuşmuşlar ve nihayet bir kınalıkta karar kılmışlardı .

-Eslem buna çok sevinecek, biliyorsun değil mi ?

-Elbette , niyetimiz de Eslem yengemin sevinmesi,mutlu olması değil mi zaten ?

-Birgül ,Eslem adına bu kadar ince ve naif bir fikir düşündüğün,onca telaşın içinde fikrini gerçekleştirmek amacıyla zaman harcadığın için çok teşekkür ediyorum.

-Rica ederim abiciğim.Hem ne olacak?Allah razı olsun düğünümüz için tüm aile bireyleri seferber oldular,hatta bizden daha çok yoruldular desem yeridir.

-E haklılar,bir tanecik kız kardeşimiz gelin oluyor.Merak etme onlar kadar yorulmasam da da seve seve yorulduk senin için, haliyle sizin mutluluğunuz için.

-Asıl benim teşekkür etmem gerekiyor hepinize . Allah'a şükür iyi ki birbirimizin ailesi olmak nasip oldu .

-Hamdolsun kardeşim,hamdolsun.

Birgül'ün kınasından Eslem'e unutamayacağı bir hatıra kalmıştı.Ne diyeceğini bilemeyen Eslem teşekkür dolu gözyaşları ile gelinden önce ağlamıştı.Mutluluk içinde olan Eslem , kimsenin ne diyeceğini umursamadan yeri geldiğinde görümcesiyle , yeri geldi kızıyla oynayıp  eğlenmişti .

Hanımlar arasında geçen kına gecesinden kimi zaman türküler duyulmuş ,kimi zaman hareketli şarkılar yükselmiş,kimi zaman da yıllardan beri gelenek haline gelen ağıt misali yakılan türkünün seslendirilişi kına tepsisini gelin başında elden ele dolaşmasına eşlik , yüreklere dem vuruyordu.

Gerçek bir hikayeden ağıta dönüşen  "Yüksek Yüksek Tepelere " türküsü daha nice analar , gelinler için dillenecek , kına gecelerine baş misafir olacaktı.

Anaların yürek acısını ,kız evlatların hicranını gözyaşlarında damla damla biriktirecekti.

Kınalar yakılmıştı ellere ,yüzlerde yeri geldiğinde tebessüm, yeri geldiğinde gözyaşı ikamet etmişti .

Baba evindeki son gece sabaha ulaşmıştı.Birlikte kılınan sabah namazı ve ardından edilen dualar da hüzün ve sevinç taşıyordu .

Erkenden edilen kahvaltının ardından hazırlıklar başlamıştı .Gelin evinde ayrı damat evinde ayrı yemekler veriliyordu.Kuran'ı Kerim, ilahiler , dualar okunuyordu.

Mevlidi Şerif okunurken ve dinlenirken her bir kelimede manevi iklimlere doğru yolculuk yapılıyordu .

Bursa'da doğan, iyi bir tahsil gören Süleyman Çelebi Hazretleri, uzun yıllar Ulu camii imamlığı hizmetinde bulunur. 1409 – 1410 yıllarında müstesna eseri Mevlid' i kaleme almıştır.

Mevlidi Şerif (Mevlit) diğer bir adıyla Vesilatün Necat Hz.Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in doğumunu ve hayatını anlatan mesnevidir .

Peygamber sevgisine binaen söz ve müzik bütünlüğünde bestelenmiş bir ilahi dökülüyordu şimdi de dillerden yüreklere.

💧☀️💧☀️💧☀️💧☀️💧☀️💧☀️💧☀️💧☀️💧

Sevdim Seni Mabuduma

Sevdim seni mabuduma
Canan diye sevdim
Sevdim seni mabuduma
Canan diye sevdim

Bir ben değil alem sana
Hayran diye sevdim
Bir ben değil alem sana
Hayran diye sevdim

Dilbestem "Fesleğenim" TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin