Birgül üniversiteye , öğrencilere bir öğretmen olarak alışmaya başlamıştı bile .Hatta hocasının yanında girdiği gözlem dersleri bile bitmişti .
Her ülkeden gelen öğrencilere özel programlar olurdu üniversitede . Türkiye'den gelen öğrenciler ile ilgili görevli hoca da haliyle Birgül olmuştu .Bir nevi rehber ya da sorumlu öğretmenleri gibi olmuştu .
Hem sınavlar öncesi bilgilendirme,hem de birikimleri ile ilgili bir seminer hazırlığındaydı .Küçük bir konferans salonunda olacaktı.
Birgül gerek değişim programı ile gelen öğrenciler olsun (Erasmus) gerek üniversitenin bir yılını değil de tamamını burada okuyacak öğrenciler ile dönemin ilk günlerinde tanışmıştı zaten .Arada kendisi ile fikir alışverişinde bulunan ,yabancısı oldukları konular konusunda danışan öğrenciler de oluyordu .
Annesinden gördüğü misafir ağırlama usulüne göre aklına gelen fikirle Kore'de bir Türk gecesi olsun istedi öğrenciler için . Nihayetinde uzak mesafe olduğu için sıklıkla gidemiyorlardı evlerine.Hiç olmazsa onlara yabancı bir yerde evlerindeki hisse yakın bir hal üzere olup mutlu olmalarını istemişti .
Gerçi imkanı olan sık sık gidip gelebilirdi .Gidemese bile burada kebap dükkanları olsun,Maraş dondurması olsun uğrak mekanlar arasında yer alıyordu . Yine de burası pahalı diyebileceğimiz bir yerdi .
Zaten bir yıllık değişim programı ile gelenler, programın desteği ile burslu oluyor ve üniversitenin yurdunda kalabiliyorlardı .Mesele hayaller kurup buraya gelip imkanı değerlendirip geçen süreyi çok iyi değerlendirmekteydi .
Aslında Birgül de kendisi için Kore dizileri ile başlayan bu serüvenin bir heves olduğunu inanıyordu ilk başlarda . Hele hele altyazılı olarak izlediği dizilerde duyduğu bir kaç kalıp Korece kelime ile Kore diline ulaşamayacağının çok da iyi farkındaydı.
Ama düşündüğü gibi olmamıştı.Bir hevesle gittiği Korece kursu onun hayatını değiştirmişti.Çünkü heves yerini dile olan yatkınlığı ile beraber azmine bırakmıştı.Çünkü bu dile git gide alışıyordu . Üstelik lisede edebiyat derslerinde öğrendiği Ural-Altay dil ailesi tablosunda Türkçe ve Korece'nin aynı dil ailesi ait oldukları kursta tekrar hatırlatılınca daha da iyi bağlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilbestem "Fesleğenim" Tamamlandı
SpiritualBir kaza ile gelen başlangıç Ve devamında nice vesile ... Birgül ve Orhan Ve onların vakti geldi Ömür sayfaları birbirine düğümlendi... Dilbeste:Gönül bağlamış, âşık. Kapak Tasarımı ; @Lavender_odor canı gönülden teşekkürler: ) Hikayenin eski adı...