🎶Lila (Mustafa Cihat)🎵🎵
Gözlerin bana dokunmadıkça
Şu aklım başımdan ıraktır Lila
Gün olup benden usanmadıkça
Gecem günümden uzaktır LilaOysa ben sana İstanbul derdim
Onun kadar derin ve yalnız sevdimGözlerini alıp da giden misin yar
Beni böyle ağlatıp da gülen misin yarSözlerin bana yazılmadıkça
Meyyalim içimde mecazdır Lila
Ezgiler senden duyulmadıkça
Makamın dilimde hicazdır LilaOysa ben sana İstanbul derdim
Onun kadar derin ve yalnız sevdimGözlerini alıp da giden misin yar
Beni böyle ağlatıp da gülen misin yarSen ve ben Lila,
Sen ve ben,
Sakin bir ülkenin uzaklarıyız,
Orda sen oldukça Lila,
Burda ben...
Gamlı bir şiirin uyaklarıyız.Gözlerini alıp da gider misin yar
Beni böyle ağlatıp da güler misin yarOysa ben sana İstanbul derdim
Onun kadar derin ve yalnız sevdim🎵🎵🎵🎶🎶🎶🎶
Yeter ki insan içindeki duygularını dışarıya aktarmak istesindi .Bazen duygular bir kelam olarak dilimizden dökülür ,bazen de bir resmin renkleri ile buluşabilirdi .İster bir harf olsun ister bir renk ,mesele duyguları paylaşmaya niyetli olmaktan geçiyordu.Birçok vesile bu duygular paylaşımına yol olabilirdi.Kimi zaman da gözler, bakışlar,eda ve tavırlar duyguların özünü dışa vurabilirdi .
Bu zamana kadar duygularımı saklayan biri hiç olmadım,hatta ailemin tabiri ile deli dolu yaşayan bir aile ferdiydim .Ama O'nun ile bu yola adım attı atalı sanki duygularım farklı bir alfabeye alışmanın derdindeydi .Öyle ki bu farklı alfabeye alışmıştım bile hatta sevmek duygusu alışkanlığımı sevmeye bile başlamıştı.
Ailem ise nişan hazırlıklarını tamamlayıp müstakbel dünürleri ile bir olup düğün hazırlıklarına bile odaklanmışlardı.Ara dönemde buraya döndüğümüzde bizim için adeta anlı şanlı bir düğün kurulacaktı . Nişanın sade olması dileğim yerine getirilmişti , sağolsunlar ve ben de düğün için isteklerine rıza göstermiştim.
Mutluluklar kişiye özgü olduğu kadar ,bir arada, bir bütünlük içinde yaşayan insanların mutluluğu da birlik çerçevesi içindeydi.Bunun için karşılıklı kıymet bilmek önemliydi .Onların mutlu olmasına vesile olmak en büyük mutluluktu benim için , benliğim için .Hem anladığım kadarıyla O'nun da en azından benden daha çok beklettiği ve birikmiş güzel hayalleri vardı .
Ve O'nun güzel hayallerine , ailelerimizin mürüvvet niyetlerine,tamahlarına saygı gösterebilirdim .Bu kendimden taviz vermek ya da prensiplerimden fedakarlık yapmak da değildi , birbirimize uyum sağlamanın derdinde olmaktı yaşadığımız.Ve belki de üç günlük dünya tabiri zihinlerimizden bir an olsun silinmemeliydi .Bu anın da kıymetini bilip , ömür emanetinin şuurunda olmak içindi.Özüm, özlediklerim burada olacaktı.Ama orada öz olacağım bir yuvam da olacaktı .
Orhan ve Birgül için nişan günü güzelce atlatılmıştı,hatta hem aileler hem de misafirler adına güzel bir hatıra olarak kalmıştı.Ve dünya meşgalesi ile aileler ile vedalaşmak faslından sonraki günlerde çoktan Birgül de Orhan da Güney Kore'de alışık oldukları düzene uyum sağlamışlardı bile . Şimdi söz yüzükleri yerine nişan yüzükleri vardı ellerinde .Gönülleri de bir birindeydi .
Sadece bir süre önce yüksek lisans öğrencisi olduğu okulda şimdi hem hocasının asistanı hem de bir öğretim görevlisi adayıydı . Çalışmalar yoğun ve tempolu bir halde ilerliyordu.Orhan da ise durumlar çok da farklı değildi . İnşaat arsasının ihale alındığından itibaren tüm meseleleri Orhan'ın yönetiminde ilerliyordu.İnşaat malzemeleri inşaatın temeli ile buluşurken de işin başındaydı Orhan .İlk katlar tamamlandığında da çalışmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilbestem "Fesleğenim" Tamamlandı
SpiritualBir kaza ile gelen başlangıç Ve devamında nice vesile ... Birgül ve Orhan Ve onların vakti geldi Ömür sayfaları birbirine düğümlendi... Dilbeste:Gönül bağlamış, âşık. Kapak Tasarımı ; @Lavender_odor canı gönülden teşekkürler: ) Hikayenin eski adı...