14.BÖLÜM

8.4K 483 39
                                    


BİZİM ŞARKIMIZ

14.BÖLÜM

İçinde ki bu duyguyu tarif etmenin mümkünatı yoktu.Sevdiği kadın karşısındaydı ama hiç olmayacak bir şekilde karşısındaydı.Onun masumiyetine, güzelliğine ve kalbine aşık olmuştu ama o üvey babasıyla bir otel odasındaydı.

"Kerim bey hoşgeldiniz.Ama böyle habersiz oldu söyleseydiniz daha uygun bir şekilde karşılardık sizi"

Kerim öfkeyle yumruğunu sıktığında bir anda adamın suratına yumruğu geçirdi ve yere yığdı onu. Yasemin ne yapacağını bilmez bir halde kendisine gelmeye çalışırken Kerim'e doğru yaklaşmak istedi ancak Kerim eliyle dur yaparak aralarına mesafe koysu.

"Kerim iyi ki geldin.Çıkalım buradan sana her şeyi anlatacağım"

Kerim öyle büyük bir öfkeyle bakıyordu ki Yasemin o anda olayı çok yanlış anladığını, onun gözlerinden ve yüzünden anlaya biliyordu.

"Sen nasıl bir yalancısın?Nasıl birisin sen söyle!"

"Kerim bak beni dinle!"diyerek titreyen sesiyle biraz daha yaklaştı ona ama karşısında öyle öfkeli bir adam vardı ki asla duymuyordu, görmüyordu.

"Benden uzak dur Yasemin!Senin gibi biriyle benim işim olmaz.Senin gibi bir kadın benim yanıma bile yaklaşamaz!"

Kerim öfkeyle odadan çıkarken Yasemin donmuş bir şekilde arkasından baka kaldı.Kemal Arguner ayağa kalktığında gülerek dudağının kenarında ki kanı sildi.

"Ne sandın?Seni bu herife bırakacağımı mı?Sen sadece benimsin"

Yasemin yerde ki silahı alıp hızlı bir şekilde odadan çıktığında koşarak asansöre bindi.Titreyen ellerine engel olmaya çalışsada başaramıyordu.
Nasıl böyle bir şeye inanırdı Kerim?Nasıl o adamla olduğunu düşünürdü?Kendisini otelden dışarıya attığında ağlayarak kaldırıma çöktü.Buraya gelmekle hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Yıllardır yaralarını tek başına sarmaya çalışırken o yaralar daha fazla açılmıştı. Daha fazla burada kalmayacaktı,daha fazla kendisine zarar vermeyecekti.

🌼

Usul adımlarla kulüpten içeriye girdiğinde hiç olmadığı kadar güçlü hissediyordu Defne.Evet yalan söylemişti ama affedilmeyecek bir şey yapmamıştı. Bu durumu Yiğit'e düzgünce anlatacaktı eğer anlamak istemezse yapacak bir şeyi yoktu.

"Hoşgeldin Defne"

"Hoşbulduk.Yiğit odasında mı Mete?"

"Evet odasında ama yanına yaklaşılmıyor,sinir küpü bazı olaylar olmuş galiba anlattı biraz"

"Ben bir bakayım"diyerek yine yavaş adımlarla ilerledi.Kendisini hala o kızla kıyaslıyor olmasına fena halde bozuluyordu.Defne onun yüzüne içindekileri tek tek söyleyecekti.

Kapıyı açıp içeriye girdiğinde Yiğit başını kaldırdı ve göz göze geldiler.İkisinin de arasında yine patlamaya hazır bir bomba var gibiydi.Genç adam hışımla ayağa kalkarken Defne refleks olarak bir adım geriledi.

"Ne işin var senin burada?"

"Konuşmak için geldim ve sen istesende istemesende konuşacağız."

Yiğit sinirle gülerken sahiden delirecekmiş gibi hissediyordu.Defne'nin söylediği bu yalanı bir türlü kabullenemiyordu.

"Ne anlatacaksın bana Defne!Nasıl bir yalancı olduğunu mu?Meğer bir ailen varmış. Annen varmış, baban varmış!Bunları benden saklarken aklında ne vardı sahiden?Sana üzülürümde iş veririm diye mi yaptın?"

BİZİM ŞARKIMIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin